8 Mayıs 2016

Mazlum Mengüç, Evlerinin Ögü Yonca

ile izdiham

Biraz daha yürürsem anlayacağım;
Neden durakta bekleyen halk kadar
Çiçeklerini nizami sulayan kadınlar da mağlup sayılmaz.
Neden ağzımın kenarında duran kırışıklığın adı susmak
Neden uzak denince konu hep dönüp dolaşıp
ağrıyan yanlarıma gelir
Misal kalp. Misal iyiyim iyiyim.
Sanki göğe baksam anlayacağım;
kuşların da uçmaktan başka çaresi yok.
Öyleyse neden
Hiç geçmeyecek bir kış gibi çıktım karşıma
neden
Her gün sokağa asacak bir yüzle çıkıyorum evden
Halbuki pencerenin önüne kadar yakışıklıyım
Uzaklara dalıp gitmeyecek kadar haklı yani.
Oysa bir kere aklımın ucundan geçsem
taa garbın afakından duyulacak sesim;
Çürüyoruz ey hırçın kalaba
Çürüyoruz ey cem-i mahlukat.
Çürüyoruz ey her şeyi en iyi bilenler.

Biraz daha yürürsem biliyorum, ahlayacağım;
size kanlı bir kalmakla müntehir
dedikoduyla iyi gider bir sondan
Size kemireceğiniz ağız dolusu kemikler
Beni unutturmayacak o çok ahlı hazirandan gelecektim.
Oysa aklım kadar yavaş zaman denilen felaket
Matem evinde bir kahkaha kadar unutkan insan
Üstelik içimden biz de geçmiyor,
içimden sen
içimden hiç bir şey.
Ama yine de neden bir hayret gibi iğreti duruyorum gözlerime
neden ahiret? bütün cehennem içimizde değil mi zaten
doğuda bir annenin dizlerine kakışlı yumrukken hele dünya
Yetim bir çocuğun gözleriyle sorsam bu kez;
Ölüler ölünce nereye gömülür
Kaç kere sıkılır bir yumruk
kaç kere yetim kalmalı insan.

Şimdi ister anla ya da ahla istediğin kadar
Omzundan sarkmaz hiç bir güneş
Almaz hiç bir ah seni
Öyle şiirsel ıslatmaz artık hiç bir yağmur
el içinde salya sümük desen hani, aman vermez hiç kimse.
Desem ki bekle, çekmecesinde sabır taşımaz
Biliyorum, gözlerim kanatsa da kabuk tutmaz göğün
Biliyorum, ölünce geçmez mesela.
Öyleyse
Otur ve sev yangınını dedim kendime.
Ne de olsa
En fazla bir sokağa yetecek kadar yürüyebilirsin.

 

Mazlum Mengüç

İZDİHAM