9 Nisan 2021

Küçük Pişmanlıkların Derinlemesine Anlattığıdır: Ferhat Notları

ile izdiham

Ömer Çelik kaleme aldığı Ferhat Notları’nda öykünün farklı uçlarını tutuyor. Tema veya anlatı bağlamında bazen anlattığıyla öne çıkarken bazen ise öykünün farklı konularını nasıl tutarlı şekilde içinde bulundurabileceğini gösteriyor.

İlk olarak söylemek gerekir ki öyle ya da böyle edebiyat veya edebi kaygı, öyküdeki kelimelerin arasından kendisini göstermekte. Bunlar kendilerini şeklen ya da öykünün içeriğinde olabileceği gibi hikâyelerin bir şekilde değindiği noktalardan da görünmektedir.

Çelik, öncelikli olarak kendi perspektifinden, bazı hikâyelerinde isim sahibi öykücüleri eleştirirken; kimi zaman ise bir öykünün yayınlanma serüvenine veya öykünün genel durumuna değinerek eleştirisini yapmaktadır. Örneğin: “Karakteristik Özellik” öyküsündeki Şener Çevik karakteriyle, usta yazarların, genç öykücülere ve yeni dergilere olan bakışına değinmiştir. Elbette, Çelik bunu didaktik bir duruşla ya da üstten bir bakışla da yapmamıştır. Daha çok ironik ve hatta mizahi bir yaklaşım ile bunu yapmıştır. Mizahi anlatım, öykülerin çoğunda anlattığının genel ciddiyetini bozmadan varlığını hissettirmektedir.

Bahsi geçen hikâyede, genç yazarlar, önce birini “ünlü” yazar Şener Çevik’e benzetirler. Burada Çelik, öyle yazarların dışarıdaki izlenimini, konumlandırılışlarını veya genç yazarlar için böyle bir yazarın statüsünü gözler önüne sermektedir. Ardından Şener Çevik zannettikleri kişinin okuduğu kitabı – İlhan Berk Şifalı Otlar Kitabı- değerlendirme şekliyle de eleştirisini yapmıştır. Şener Çevik’e benzetilen kişi elindeki kitabın mahiyetinden oldukça uzak bir şekilde onu değerlendirmektedir.

Böyle bir örnekle edebi kaygının, yazarın öykülerinde nasıl görülebildiğini anlarız. Ayrıca, bunu sadece bir örnek ile de sınırlamak yersiz olur. Çelik, birçok öyküsünde benzer eleştiri ve değerlendirmeler yapmıştır.

Şeklen de olsa öykülerde, edebiyat, farklı koşullarda kendisini gösteren edebiyatçılara ev sahipliği yapmaktadır. Bizzat bir yazarı veya edebiyat profesörünü merkeze alan öyküler olabildiği gibi bir edebiyat öğretmeninin adeta geçerken selam verdiği öyküler de mevcuttur. Bu sayede yazar, edebiyatı şeklen de olsa farklı öykülerinde bulundurabilmiştir.

Bu hareketi, yazarın öykülerinde kendisine yer açması olarak değerlendirebiliriz. Bir başka deyişle, her gün tanık olduğumuz, tanıdık şeyleri anlatmak yerine yazar, kendi tanık olduklarını bir şekilde aktarmış. Hatta hikâyeler sadece yazarın kaleminden dökülmemiş ayrıca eserlerde yazar da kendisine yer ayırmış ve sürekli bir yerlerinde bulunmuş.

Öykülerinde çoğunlukla ufak pişmanlıkların aldıkları derinlemesine şekilleri konu alıyorken; bahsettiğim eleştiri veya durumu gösterme kaygısından uzaklaşınca bazı öykülerinin yavan olduğu gerçeği de var ancak yazar, bunu dahi bir duruş sonucunda ortaya koymakta.

Tavrını yine öykülerinde görülen bir eleştiri ile sergilemekte. “Gerçek Yazar” isimli öyküsünde bir iç hesaplaşmaya varacak şekilde hem kendi hem de öykü camiasının yarattığı intibaı ele alıyor. Borges’ten Binbir Gece Masalları’na oradan Sait Faik’e hepsiyle yüzleşmesi sırasında yazar; konu, anlatı ve şekil bakımından kısırlığa değinmekte.

Ancak daha önce de bahsettiğim gibi edebi kaygının kendisini göstermediği –veya sadece arka planda kaldığı- öykülerinde sıradan konuları olduğu gibi anlatırken, yazar, yapabileceklerini de sergilemiştir. Çocuk yaşta diyebileceğimiz birinin başından geçeni anlatırken; hem konuda hem de anlatış biçiminde sıradanlık hakimken Çelik, robotların insanlara karşı mücadele ettiği fütürist diyebileceğimiz öyküsüyle veya Binbir Gece Masalları’nı andıran iç içe geçmiş anlatılardan oluşan farklı örnekler de sunmuştur.

Bütün bunlar göz önüne alındığında Ömer Çelik, Ferhat Notları eserinde dili kullanma konusundaki rahatlığıyla ister yavan öykülerden biri olsun ister bir şekilde aradan sıyrılan farklı anlatı veya “anlattığı” olan öyküleriyle olsun akıcı bir öykü alemi yaratıyor. Öykücü olarak etrafına bakışını sadece yaşadığımız dünya ile değil kendisinin tanık olduğu “öykücülük” serüvenine de bakışı ile ortaya koymuştur.

Hazırlayan: Hamza Eren Sarıçam

İZDİHAM