22 Ekim 2021

John Steinbeck, Fareler ve İnsanlar

ile izdiham

Bir canlı olarak hayatımızı idame etmemiz için nelere ihtiyaç duyarız?

– Yemek,
– Su,
– Uyku,
– Nefes alma…

Çok mu sıradan oldu bu? O zaman şöyle soralım ve cevaplayalım: Yaratılış itibariyle tüm yaratılanlardan üstün özelliklere sahip bir yaratılmışın, yani insanın, yani bizlerin hayatımızı daha katlanılası kılmak için neye ihtiyacımız var?

Hayallere, hayallere ve bir daha hayallere.

Farz edin ki, Doğa Ana’nın bütün güzelliklerini bir araya getirdiği muazzam bir güne gözlerinizi açıyorsunuz. Açıyorsunuz evet ama, yataktan kalkmanızı gerektirecek herhangi bir hedef, ileriye dönük hiçbir planınız yok. Ya da sırtınıza çantanızı almış okula gidiyorsunuz. Gidiyorsunuz evet ama, neden gidiyorsunuz? Gelecek marketten alacaklar listeniz boş. Evet, bunları bir hayal edin bakalım. ‘’Hayal edin’’ mi dedim!?

George ve Lennie… Onlar, küçük bir toprak parçası sahibi olma hayaliyle yollara düşen, kendi kilolarındaki arpa çuvallarını sırtlanan, kötü bir aşçının yaptığı kötü yemeklere maruz kalan yani işçi sınıfının sahip olduğu negatif özelliğe sahip zıt karakterdeki iki mevsimlik tarım işçisi.

“Bizim de hayvanlarımız, tarlalarımız olacak.”
“Kaçığın tekisin sen. Yollara düşüp çiftliklerin kapısını çalıp iş arayan yüzlerce adam gördüm ben. Hepsinin sırtında battaniyesi kafasında da aynı kahrolası hayal vardır. Yüzlercesini gördüm ben onların. Gelir, çalışır, giderler ve işte her birinin aklında küçücük bir arazi hayali vardır. Ama içlerinden biri bile alamaz o küçücük araziyi. Cennete gitmek gibi birşeydir arazi alma hayali de. Herkes küçük bir toprak ister. Ben bir sürü kitap okudum burada. Cennete giden olmamıştır, arazi alan da. Bu kafalarında gezip duran bir hayaldir sadece. Bütün gün onu anlatıp dururlar ama bir türlü gerçekleştiremezler.”

Bu hayali gerçekleştirebildiklerinde Lennie o çok sevdiği yumuşak şeylere dokunarak onları okşayıp sevmeyi doya doya yapacak, George da sevmediği ağır işleri yapmak, hoşlanmadığı insanlarla aynı havayı solumak zorunda kalmayacak.

Son derece akıcı olan ve betimlemeleriyle sanki anlattığı yerdeymişsiniz hissi veren Nobel Ödüllü yazar John Steinbeck’in bu kitabında, kara bulutlarla kaplı dünyada toz pembe hayalleri olan iki insanın serüvenine tanık olacaksınız.

Sonu böyle mi bitmeliydi, ben nasıl tasarlamıştım kafamda bilmiyorum ama, kitap bittiğinde kağıttan bir gemiye atlayıp okyanusta boğulmak istedim.

John Steinbeck

İZDİHAM