10 Mart 2016

İtibar Dergisi 40. Sayıdan Mısralar

ile izdiham

İtibar Dergisi 40. Sayıdan Mısralar

 

 

 

Uzaktan sevmek çok uzaklarda kalmış anladım

Karşılıksızdı o, elimizde kalmadı

İçine kapanık çocukları nereye kapattılar

Asosyal olanlar, yani belki meleklerle epey sosyal

 

 

Said Yavuz

(İtibar, 40)

 

 

 

 

 

Türlü dillerde senin isimlerin yüzüyor, bazıları aşina, görkemle çınlıyor bazıları

Harfleri yıldırımlar gibi biçiyor isimlerin

Satırlar karışıyor, ağızlar kamaşıyor, sanki gelmişsin

 

Ahmet Murat

(İtibar, 40)

 

 

 

 

 

Karanlık dağlarda aydınlık evler,

Susturdu seni dünyanın sesi,

Denizi doldurup alınan yerler

Gibi.

 

 

İbrahim Tenekeci

(İtibar, 40)

 

 

 

 

 

 

Ve izmaritleri saydım. Tekrar baştan!

Çay? Tabii! Lütfen!

Voltaj düşük. Mum o yüzden.

İçerde yok başka biri. O yüzden.

Bir kâğıt. O yüzden.

Bir koltuk. O yüzden.

Portakal kabukları. O yüzden.

Başka biri yok, kurtulamadım kendimden.

 

 

Murat Güzel

(İtibar, 40)

 

 

 

 

 

 

Ve bilmiyorum n’olacak.

Bunu düşünmek kör bir heykelle bakışmak gibi garip

Kar yağarken yağanı görecekler mi?

 

 

Mustafa Akar

(İtibar, 40)

 

 

 

 

 

Kamufle edilen bir siyah olsun Keşmir’de ellerim

Endülüs’te şeffaf bir öfke o masa kırılacak hadi

Bütün çıkmazlarımızın ucunda bir yumruk

Bir politikacı Allah’a inanır mı problemi çözelim mi.

 

Murat Koparan

(İtibar, 40)

 

 

 

 

 

Bu Nicesi

Bize burun kıvırarak bizim elimizle bize karşı

Bu dünyada hep güç edindi

Güçlerini hep bizlerin ayıplanmak korkusu üstünde denedi.

 

 

Murat Sözer

(İtibar, 40)

 

 

 

 

 

 

siz numaranızı bırakın biz yüksek katlı endişelerden aşağı kendimizi

bitmeyecek gibi bu seviyeli ilişki, siz de sıkıldınız belli

tasfiye nedeniyle bi şey çok şeye mal olabilirmiş gibi

 

 

Cihan Üslen

(İtibar, 40)

 

 

 

 

 

sesimi duydum ve kalabalıklaştım ardımdan

biliyorum namert olduklarından değil

söyleyecekleri esaslı sözler olmadığından geveliyorlar

 

 

Tuba Kaplan

(İtibar, 40)

 

 

 

 

 

Çin malıymış bu sevinç, elimde kaldı hemen

Kalbim bir olay yeri ve senin parmak izlerin

 

 

Orhan Özekinci

(İtibar, 40)

 

 

 

 

 

 

bilmem ki neden kırılır camlar, neyden bizâr

baktığı aynanın içine düşüyor herkes

bir çocuğun, kuşa ekmek uzatması kadar

meşru bir şey, gönlümü imâr eden heves

 

 

Nadir Aşçı

(İtibar, 40)

 

 

 

 

 

 

beni türkülere sar

salınıp düşen nar tanelerine

düşeyim ben de o serin gelincik gölgesine.

 

 

Serdar Arslan

(İtibar, 40)

 

 

 

 

 

 

 

Yine de bu kadar uzun bir dize yazacak kadar acı çekmedim

Siz de çekmediniz aslında, ama başka acılar

Kimsenin oturmaması gibi yan koltuğa

Keyif verir ve anlatmak ister insan;

Belgesel izlerken ağlamıştım.

 

 

Soner Karakuş

(İtibar, 40)

 

 

 

 

 

ruhun başını yaslasın ruhumun omzuna

düşeriz belki biz de o kar kuyusuna…

 

 

Sadık Altan 

(İtibar, 40)

 

 

 

 

 

 

içimde bir müziktir aldı başını ahenk ahenk yürüdü kârlılık duymadan ben

sahibini gördüm içime konulan müziğin ve mahmur gözlerine doldum.

 

 

Ertuğrul Demir

(İtibar, 40)

 

 

 

 

 

 

ah hatırlasam keşke

tufandan sonra hangi dağa

oturmuştu gemi

 

 

Ömer Fatih Andı

(İtibar, 40)

 

 

 

 

 

 

İşte bu zamanlar

Tabiri caiz değil artık hiçbir rüyanın

Nefesler ağır sıklet yumruk hafif kalıyor

Gel bari bu silahı birlikte kuşanalım.

 

 

Yusuf Hami

(İtibar, 40)

 

 

 

 

 

 

Nice yorgun yıllar taşıyorum sana

Sır dolu çekmece açılmadan kalan

Anam yoktu babam kambur bir tetikçi

Uzunca konuştu bir yalnızlık bana

 

 

Leylâ İpekçi

(İtibar, 40)

 

 

 

Şimdi tüm cevaplar yenmiş tırnak gibi yarım

Bugünden geriye gözlerim

Artık bakmamalı

Kulak arkası yaptığım hayatı

Gel, beraber yakalım

 

 

Kaan Orhan

(İtibar, 40)

 

 

 

 

 

 

kuş sesleri ki düşün, rahatsız eder.

burdan duyulur gibi tükenmeyen ağrısı…

 

 

İlker Nuri Öztürk

(İtibar, 40)

 

 

 

 

 

Hazırlayan: Fatma Şengil Süzer

İZDİHAM