25 Şubat 2016

İlhami Çiçek, Temalar

ile izdiham

I
bu tuvalde akşam bir kurdeladır
gök çözük sevgili saçlarıyla anlatıldığından
ayrıca ırmak yataklarına yer verilmemiş
ressam diyor ki su
düşlemek için vardır –aya gelince
susuyor ressam, kurdeladan bir akşam
bir tabutun yandan görünüşü sokak
el ayak çekilmiş ama ev orda durmuyor
istifham
şu boş palto bir dolambaçsa eğer
dolambaç giyilebilen bir şeydir ve beden
paltonun kapsamında baş yapayalnız
dünyanın bütün kurdelaları yapayalnız

her şey simsiyah her şey simsiyah her şey
içrek asılı ip, cam ölü kesit
el ayak çekilmiş ama ev orda durmuyor durmuyor
ama ev orda durmuyor durmuyor
bir artist daima yürür –dışarıda
yokken dışarısı dışarısı diye bir şey dışarıda
bir artist ve onun süren yürümesinden
sevinmiş bir çehre olarak şehir
ucunda sırrın örgütlendiği bir cadde biçimindedir

bu tuvalde nesne kendisi değil
diyelim sokakta allak bullak bir adam
yalnız allak bulaklığı boyuyor ressam
ne sokak ne adam
hem sokak hem adam.

II
boşaltılmış şehirler kadar yalnızdır
bir şehirde
bir duvara asılı
üfleyeni kalmamış kınalı bir kaval kadar mahzun
kınalı bir kaval kadar mahzun
kınalı bir kaval kadar mahzundur
adına sessizlik dedikleri o ses
nere gitse yanındadır
engel olamaz
susmasından kelimeler olur engel olamaz

yani yirmi dokuz yaşında
yani ceplerini can erikleriyle doldurup
sokaklarda
bademli düşlere eyleşen aylak adam
açıklamalıdır ki kelimesiz bir yalnızlık
mümkün değildir
açıklamalıdır ki her romancı
yanılmıştır
bu noktada
ve roman kişisini
tahrik edip
romandan
caddeleri ve aynaları olan bu şehre
kaçırtan
budur

boşaltılmış şehirler kadar yalnızıdır
kelimeye yargılıdır
bir şehirde
bir duvara asılı
üfleyeni kalmamış bir kınalı kaval kadar mahzun.

İlhami Çiçek
İZDİHAM