25 Ekim 2020

Gençler Toprağı Övüyor

ile izdiham

Ankara’da bulunan Batıkent Şehit Demet Sezen Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin “Toprağa Övgü” adlı çalışmasıdır. Öğrenci kardeşlerimiz İzdiham için toprakla ilgili düşüncelerini kaleme aldılar. Biz de sizlerle paylaşmak istedik.

Dilber Baklanlıoğlu: Sahi nedir toprak? Kırmızı, siyah, kahverengi bir yığın mı? Üzerine sert adımlarla basıp incittiğimiz mi? En sadık yâr mı?  Toprak benim anam. Doğumdan ölüme yoldaşım, avuçlarında dünyaya gözlerimi açtığım. Sıcak bağrında dünyadan ayrıldığım. Toprak benim babam. Mübarek ellerinden öptüğüm. Ahh o eller ki vatanımın her köşesi. Toprak benim hocam. Dünya ile savaşacak kadar büyük gövdesi ile beni filizlendirip hayata salan, geleceğe dair ümidim, sevdam, Toprak hem savaşım hem barışım, gönderde dalgalanan ay yıldızım, şerefim, namusum.

Azra Güçlütürk: Karın altında kardelenlere gebe olan toprak, şehidimin kanıyla besler gelinciklerini. Onca riyakâr kullara karşı, sır perdesi olurcasına yumar gözlerini de lal eder dilini. Olanca lisanıyla yapraklara geçirir sözünü. Ondandır fütursuzca uzanışı göklere çınarın. Her birimizden bin parça, sıcacık toprak. Kendine yara bandı olan, her derdin devası kucak. Varlığı keramet, yokluğu kıyamet. Bir parçasında yüzlerce ananın feryadıyla sırlanan toprak. Düğüne de ölüme de ev sahibi toprak. Toprak anadır, toprak beşikteki bebek!

Elif Kekillioğlu: Toprağı eline alıp hissetmek gerekir zaman zaman. Bu kimine bir battaniyeye sarılmadan önce onu yoklamak olurken kimine dikeceği bitkiye saksı ulamaya çalışan bir ev hanımının hisleri olur. Velhasıl, Arkan’ın da dediği gibi: Sayfalar dolusu da yazsak toprak anlatılmaz. Çünkü ” Toprak hayatın arşıdır.  Arz ve semanın rabbine hamd olsun.”

Esma Öztürk: Toprak örter üstümüzü. Muhteşem kokusuyla bütün kusurlarımızı kapatır. Herkes unutur seni bir tek toprak unutmaz. Tanıdığın herkes gidince bir tek toprak kalır yanında. Herkes yargılar seni, bir tek toprak yargılamaz. Kim olursan ol sana kucak açar. Kim olursan ol, alır seni kolları arasına. Bir ana gibi sarar toprak.

Ayşe Turan: Dünya’yı çevreleyen güzel. İçine alıp besleyen, büyüten. Her yağmurda gönlümüzü şenlendiren. Çaresiz, en sıkıntılı anlarda kendimizi kucağında bulduk, bir anne oldun bize. Yeri geldi aç kaldık, aşımıza kazan oldun. Sen benzersiz bir ahenksin. Her mevsim ayrı güzelsin. Her ağaçta senin rengin, her renkte senin tonun var.

Kevser Uçum: “Ey ab-ı ateşrengi kucaklayan merhamet

Kardelenler bıraktın toprağına usulca

Dokunsam sana hüznüme ortak olur musun?

Yürürken feracemin uçlarına sürer misin mutluluğunu.

Rüzgârla birleşip dokunur musun yüzüme teselli verircesine.

Âh güzel dostum bana da yar olur musun?

Beyzanur: Ölümü hatırlatır, kimi zaman yalnızlığı ama sevmektir toprak. Kendisine gelen bir tohuma anne şefkatiyle yaklaşıp onu hayata bağlamaktır toprak. Sırdaştır toprak, geleni çevirmez, sıkılmadan dinler, kimseye anlatmamak üzere hapseder derinliklerine. Fakirin yoldaşı, zenginiz eyvahıdır toprak

Azize Ayşe Kozan:  Derler ki “ Toprak güzel kokar çünkü sevdiklerimizi bizden alır.”

Biz toprağız, toprak ana dediğimizde ondandır ki annemiz en güzel bize kokar. Toprak gibi, vatan gibi.

İnsanlarda yüzyıllardır toprak için, aç kalmamak, ekip biçmek, üstünde yaşamak için savaşır.

Bu nedenle Toprak her şeydir, toprak “ben ve biz” kavramının kendisidir.

Emine Şevval Özcan: O şehriyardır.

Sayısız nimetleri barındıran milyarları doyuran Zümra’dır.

Toprak bir damla suya muhtaç çiçeği yeşerten su

Toprak bir avuç topraktır belki ama

Babam kokar.

Toprak anadır, şefkatlidir, canhıraş yaraları munisliğiyle saran Anamdır..

Toprak Ana sevdim seni ben.

Böyle güzel cennet vatanım oldun ondan sevdim.

Ey şehriyar, kainatın anası

Sen vatansın

Sen Karabağsın

Sen Türkiyesin

Sen vatan için ölen Alya bebeksin

Sen Allah uğruna ölen şehidimi öpüp koklayansın

Sen dedem Osman Gazi’nin bizlere emaneti

Sen Peygamberimin ayağına değensin.

Sena Öztürk: Umuttur

 Dağları hizada tutan

 Yardır, yarendir,

 Toprak sevdadır

 Hiç bitmeyen

 Yarınımızdır, gelecektir

 Yoldaştır toprak!

 Sırdaştır toprak!

 Toprak sevda kokar

 Vatansa toprak.

İrem Yüksel: Bilirim senin şefkatini,  senin mertliğini bilirim. Haktan bahar fermanı gelmedikçe sırrını açmazsın faniye. Herkes üstüne basar geçer ama yine içimizi huzurla doldurursun. Her zaman bizi dinleyen ve asla bıkmayandır. Atılan çürük bir tohuma bile karşılık verendir. Ölmek için doğmuştur ya insan o yüzden yağmurdan sonra toprağın kokusuyla huzur bulur. Ey tevazusu sonsuz toprak insanoğlu istediği kadar büyük olsun mayamız sensin maveramız da.

Gülsima Açıkgöz: Toprak. Hem ölümsün hem yaşamsın yağmurlarla buluştuğun zaman bazen bir annenin yiğit evladını koyduğu için gözyaşı, türlü nimetlerle bezenmiş hazine sandığı, İnsanın ilk oluşumu, sonunda buluşacağı herkesi eşitleyen, temizleyen, aklınızdan hiç çıkmaması gereken,

Betül Babacan: Suya karışınca balçık, kanla birleşince vatan olandır toprak. Yuvadır, karış karış emektir. Bulutlara çok gelen dertlerini bir ana misali yüreğine alandır. Muhabbettir. Alın teridir toprak ondan gelip ona gideceğimiz mübarek kucaktır.

Fatma Buse:  Toprak; bazen bir başlangıç bazen de bir sondur.  Başı sonu toprak olan bir hayata ekiyoruz tüm ümit tohumlarını.

Nur Sena Bilseoğlu:  Toprağı rehber ediniyorum. Bilgeliğini, bereketini, samimiyetini ve merhametini…

Özlem Sarıçam: Tanımı özünde gizli. Sihri ve büyüsü bereketinde. Kokusu tanıdık bir lezzet gibi. Ölüm ve doğum. Varlık ve yokluk.

Zeynep Usta:  Dinmeyen çağrının geldiği yerdir toprak. İyi insanlar temiz toprak gibidir. Ezilip bükülürler üzerinde basıldıkça sertleşirler. Ama onlardan her zaman temiz, faydalı şeyler çıkar. Hani güzel şeyler olmadan önce birine söylersek bozulur ya; onları sır gibi sakla ve toprağa göm.  Çünkü Mevlana’nın da dediği gibi tohum toprağa gizlenirse yeşerir.

Gülsüm Gültekin:  Toprak; biz yaşadığını sanan ölüleri, bir gün bağrında diriltecek. O toprak ki altında kim bilir niceleri.Sormaz günahını sevabını, mevkisini makamını, şefkatle alır kollarına, korur, saklar. Öyle de asil, öyle de nahif işte. Ve üstelik tohuma can katmış aş olmuş, yuva olmuş, vatan olmuş. Uğruna nice gözyaşları akmış, nice kanlar dökülmüşte toprak, vatan kokmuş. Ve O, Güllerle lalelerle süslenen, alımlı mı alımlı; Hele ki o yağmurla dansı. Öyle de zarif, öyle de ahulu. Biz; bir hiçken topraktan gelen, Ve belki de bir hiç olarak kalıp adım adım toprağa gidenleriz! Bu bir yolculuk. Bu bizim yolculuğumuz. Toprakla başlayan ve toprakla biten.

Sude Reyyan: Toprak şefkattir, merhamettir. O güzel meyveleri, sebzeleri, mis kokulu çiçekleri, her derde deva bitkileri vermiştir. Toprak berekettir, aşktır, candır, vefadır. Kısacası toprak her şeydir.

Hümeyra Köksal:  Savaş çıkartmayın. Savaş çıkartmayın, beni kanla sulamayın dedin. Bana her kötülüğü yapın ama bir çocuğun gözyaşlarını düşürmeyin dedin. Siz bana bir verin, ben size binlercesini vereyim dedin. Ucum bucağım yok benim, hepinize yeterim gelin işleyin dedin. Dinlemedi İnsanoğlu.    Sonra biz, hem elimizi çektik senden hem gönlümüzü. Sen bizleri bekledin, biz her mevsim yüzünü yalayıp geçen rüzgârlarla içinin titreyişini seyrettik.

Önce tarlalarımızı terk ettik sonra hobi bahçeleriyle yetindik. Ne senleydin anlayacağın ne de sensizdik. Ağaçlarımızı kestik, yerine fabrikalar diktik. Bunlarla da yetinmeyip oksijen siparişleri verdik. Dengeyi bozduk, düzeltmek için kulüpler kurduk. Yediğimiz doğal(!) besinlerden fayda göremedik çünkü seni de zehirlemiştik.

  Sen şimdi; uzayıp giden bozkır, suya ve emeğe susamış toprak. Gel diyorsun, gel ben hala buradayım. Öyle utanıyorum ki senin karşında, yerin dibine batsam da kaçamam senden uzak diyarlara gitmeye çalışsam da. Çünkü sen benden bir parçasın, ben senden bir parça…

Remziye Vural:  Toprak en mütevazı…Güzellikler ağacı.Yaşam ve ölümün kolları.

Şerife Nur El Humma:  Toprak ve insan çok benzerdir. İkisini de vefa yaşatır ama toprak bir adım öndedir hep. Günümüz insanının vefasızlığını topraktan kopmasına bağlıyorum. İnsan topraktan koptuğundan beri kendi benliğinden de uzaktadır. Benliğinden uzaklaşan insan başkasının kalbimde çiçek açtıramaz, başkasına umut olamaz ama toprak nedir bunu bilen, toprağın farkında olan insan; insanlara toprağın canlılara davrandığı gibi davranır. Kimisine yar, kimisine arkadaş, kimisine sırdaş olur.  Toprak her yönüyle bir nimettir. Bunca vefasızlığın arasında bir hazinedir. Toprak en çok benden olandır. Beni bana hatırlatandır.

İrem Şeyda Çelik:  Yaşamın renkli yüzü. Hayatın ve ölümün pay aldığı, insanı benine yaklaştıran zerrelerden bütün bir dil. Yaşamanın dili, bozkırların, sevdanın, birliğin, yerin, insanlığın ortak dili. Rahmettir toprak. İbrettir. Her bir mevsimde aynı yerden verdiği türlü türlü yemişler, derinlerinde sakladığı türlü güzellikler ile bir gizdir hazinedir. Sırdaştır, arkadaştır, Veyselce bir deyişle en sadık yardır. Toprak zerrelerden bütünü. Çok şey ifade eder ve her zaman yaşamaya yarenlik eder altında ya da üstünde. Bunca çokluk içindeki mütevazı ve dik duruşu ile topraktır. Anadır, vatandır. Toprak, rahmetçe bir övünçtür.

Kevser Genç:  Toprak neydi gerçekten? Zamanında kayaların küçülmesiyle meydana gelen heterojen bir karışım mıydı? Ya da öldükten sonra bizi kendi ile bütünleştiren güzellik mi? Biz hep bir bütündük. Doğmadan öncede öldükten sonra da. Toprak memlekettir, her bir karışı ayrı güzelliktir. Toprak ibrettir, bütün doğanın vefalı kardeşidir. Karşılık beklemeden iyilik yapan toprak berekettir, rahmettir, huzur verir. Bize kollarını açan koca yürekli bir anadır toprak.

İZDİHAM