9 Mart 2016

Film Arası Dergisinden Akad Sayısı

ile izdiham

Film Arası Dergisi bu sayısını Ömer Lütfi Akad’a ayırdı.

Yayın yönetmenliğini Suat Köçer’in yaptığı aylık yayımlanan Film Arası dergisi, yeni yayın dönemine iki sayıyı birleştirip (sayı: 14-15, Eylül-Ekim 2011) çok özel bir sayı hazırlayarak girdi. Daha önce de yayımladığı sayılarıyla sinema severlerin büyük beğenisini kazanan dergi bu sefer tek ismi baz aldı ve usta yönetmen Ömer Lütfi Akad’a özel bir sayı hazırladı. Yaptığı filmlerle kendini herhangi bir çerçeveye yerleştirmeyen ve özgün bir dil kullanan Ömer Lütfi Akad, bir kesime ait olmadığını her defasında söyledi ve bunu da filmlerine yansıttı. Tahir ile Zühre, Altı Ölü Var, Ana Kucağı, Üç Tekerlekli Bisiklet, Gökçe Çiçek gibi filmlere imza atan ve Gelin, Düğün, Diyet üçlemesiyle de köy ve göç sorunlarını irdeleyen Akad, anlatım olarak da diğer yönetmenlerden çabuk sıyrılan bir yapıya sahipti. Abartılı kamera hareketi ve yakınlaştırmalardan uzak duran ve anlatacağını oyuncularının kabiliyetine bırakan Akad, bunda da hep başarılı olmuş zamanın yönetmenlerine de ilham kaynağı olmuştur. Film Arası dergisi de ünlü yönetmeni geniş bir çerçevede anlatarak onunla çalışma imkânı bulan yakın dostlarına Akad’ı sormuş. İşte dostlarının ‘bakışı’yla Akad.

Türkan Şoray: Güven veren, saygı duyulan bir yönetmendir

Ömer Lütfi Akad’la birçok filmde çalışma imkânı bulan Türkan Şoray, Ömer Lütfi Akad’ı şu cümlelerle anlatıyor: “Tatlı sert hâkimiyet kuran bir yönetmendi. Sette disiplinli, oyuncudan istediği oyunu alabilen, güven veren, saygı duyulan bir yönetmendir. Onunla çalışmış olmak mesleğim açısından benim için büyük kazanç ve büyük bir şans. Benim sinema yaşamımda onunla çalışmak dönüm noktası oldu. Kalıplaşmış melodram oyunculuğundan geçiş dönemim oldu. Sade, yalın oyunculuğu bu filmlerle başardım. Ömer Lütfi Akad sevecen, sezgileri güçlü, kendinden emin ve çok nazik bir insan.”

Hülya Koçyiğit: Gerçekçi, toplumsal filmler yapmıştır

Gelin, Düğün, Diyet üçlemesi de dâhil, birçok filmde Akad’ın değişmez oyuncularından olan Hülya Koçyiğit ise: “O bir ekoldür. İnsan hallerini anlatan, gerçekçi, toplumsal filmler yapmıştır. Yapılan işe saygılı, tüm ekibe hâkim ve değer veren, oyunculuklara özenen, bitirdiği senaryolarda değişiklik yapmayı sevmeyen, ne istediğini bilen ve anlatan, inandırıcı ve inanan bir yönetmendi. Birlikte çalıştığımız ilk filmde, Ömer Lütfi Akad benim için sadece bir yönetmen değil, aynı zamanda bir eğitmen, bir yol gösterici oldu. Onu tanıyıp çalıştıktan sonra, yaptığımız işle ilgili yeni düşüncelerimiz oluştu. Yeteneğimi geliştirmek, yeni, gerçek bir yol çizmek için kendime sorular sormaya başlamıştım. Mesleğime tutkuyla bağlı olduğumu, nasıl ciddiye aldığımı, farklı karakterleri talep ettiğimi gören Lütfi Bey, benimle çok önem verdiği o üçlemesini gerçekleştirdi.” diye anlatıyor.

Yavuz Turgul: Seyircisine saygı duyardı

Bir başka usta yönetmen Yavuz Turgul ise hocasını anlatırken şu ifadeleri kullanıyor: “Kamera hareketinden objektif seçiminden, rol alanların abartısız oyunlarına kadar varan derinlik… Duru bir dil. Sessizliğin anlamı. İşini ciddiye almak… Seyirciyi hiçe saymadan, saygı duyarak birlikte yolculuğa çıkma isteği. Türk Sinema Tarihi’nin Metin Erksan’la birlikte en önemli ismidir bence. Aslında bu tarihin başlangıcını yazanlardır diyebiliriz bu iki saygın insana. Elbette Halit Refiğ’i, Yılmaz Güney’i Atıf Yılmaz’ı unutmadan… Ama yine de Akad’ı ayrı tutmamız gerekir.”

Mesut Uçakan: Toplumsal sancı çeken bir yönetmendi

Mesut Uçakan, Akad’ın iyi bir yönetmen olduğunu söyleyerek şu ifadeleri kullanıyor: “Akad, fikir planında, toplumsal bazda şüphesiz çığır açacak kapasitede değildi; ama kişilik olarak son derece dürüsttü, objektifti ve toplumsal sancı çeken bir yönetmendi. Fikir planında bir kurtarıcılık çabasına yaslanmasa da çoğu filmlerinde toplumsal konuları ele aldı. Bunları da son derece gerçekçi bir üslupla anlattı. Her ne kadar Yeşilçam döneminde her proje gişe endişesine göre değerlendirilirse de onun ele aldığı toplumsal konuları salt ticari endişeyeA bağlamak büyük haksızlık olur. Akad filmlerinde kendini gösteren yalınlık, sadelik, samimilik daima bu endişenin önüne geçmiştir. Akad’ın toplumsal meselelere duyarlılığının bir ideolog tavırdan çok dürüst bir kişilikten kaynaklandığını düşünüyorum.”

Çağan Irmak: Ömer Lütfi Akad benim ilham kaynağım

O benİm ilham kaynağımdır diyen son dönemin öne çıkan yönetmenlerinden Çağan Irmak ise Ömer Lütfi Akad için şu cümleleri kullanıyor: ” Ömer Lütfi Akad’ın bütün filmleri, hayatımda karşılığını, değerini buldu. Hepsi çok güzel birer anı oldular benim için. Türk sineması deyince aklıma hemen onun gelivermesi, bundan belki de. Ona göre kamera hareket etmez, oyuncu hareket eder. O yönetmen olarak varlığını en az hissettirmek isteyen yönetmenlerdendir. Filmi izledikten sonra onun varlığını çok güçlü bir şekilde hissederiz ama izlerken size ‘ben buradayım’ demez. Seyirciyi manipüle etmez.”

İhsan Kabil: Herkes kendisinden bir şeyler bulabilir

Sinema yazılarıyla tanınan yazar İhsan Kabil de Ömer Lütfi Akad için; “Bir kere Ömer Lütfi Akad az konuşan biri… Filmlerindeki karakterler de az konuşan, doğal karakterler. Çok fazla entelektüel tartışmalara da girmeyen biri, filmlerine de yansıyor bu. Seyirciyi sıkmayacak kamera hareketleri var… Biraz hareket, biraz aksiyon… Kısa ve geniş planlar rahat, aksamayan bir tarz çıkarıyor ortaya. Her kesimden, seviyeden insanlar onu rahatça seyredebiliyor, kendisinden bir şeyler buluyor.” cümlelerini kullanıyor.

Yazarlar geçidi
Dergide ayrıca Ömer Lütfi Akad’la çalışma imkânı bulan Sezer Sezin, Mustafa Doğan ve Abdülgani Maraşlıoğlu ile de röportajlar yapılmış. Sadi Çilingir, Gökhan Yorgancıgil, Burçak Evren, Suat Köçer, Aydın Sayman, Gülcan Tezcan, Gülşah Nezaket Maraşlı, Murat Saraçoğlu, Necip Tosun, Erhan Işık, Fatih Atlas, Ege Görgün, Kerem Akça, Yıldız Ramazanoğlu ve Nihan Kaya da yazılarıyla dergiye katkı sağlamış. Yenilenen tasarımı ve özel sayısıyla Film Arası sinema dergisini birçok bayiden bulabileceğiniz gibi kitapevlerinden de temin edebilirsiniz.

İZDİHAM