24 Mayıs 2016

Erhan Genç’in Çilek Ağacı adlı kitabı hakkındadır

ile izdiham

Erhan Genç MEB’de öğretmenlik görevini sürdürüyor. Türk Edebiyatı Dergisi’nde yazmaya ve çalışmaya devam ediyor.

Çilek Ağacı,  Hikâye yazarı Erhan Genç’in İnsan ve Hayat Kitaplığı’ndan Ağustos 2015’te çıkan bir hikâye kitabıdır.Üç yıla yayılmış hikâyelerle oluşturulan kitap ve hikâyeler özeline geçmeden önce kitabın ismi ve kapağı ile ilgili konuşalım.Kitap kapakları kitabın dünyasının ilk eşiğidir. Seçilen kitap ismi ve kapak görseli, okuyucunun kitabı tercih etmesinde hayati önem taşıyor. Doğru seçilmemiş kitap isimleri ve başarısız kapak tasarımları kitabın yazarına ve metinlere zarar veriyor. Erhan Genç’in Çilek Ağacı kitabında da bu yanlışa düşüldüğünü görüyoruz. Kitap ismi ve kapakta kullanılan çilek ağacı çizgisi, bize fantastik bir dünya vaad etse de hikâyeler günlük hayatın içerisinden yakalanmış ayrıntılarla oluşuyor ve hikâyeler modern hayatı eleştirmekten ötye gitmiyor. Bir iki hikâyede fantastik bir anlatım denense de hikâyelerde ağır basan mesaj kaygısı, hikâyeleri fantastik anlatımın çok uzağında tutuyor. Bu durum bir dezavantaj oluştursa da yazarın yalın ve açık anlatımı ile bu kusur bir nebze olsun gideriliyor.

Kitap yazar’ın 2013-2014-2015 yıllarında İnsan ve Hayat Dergisi’nde yayımladığı hikâyelerin bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş. Bir yazarın dergilerde hikâyeler yayımlaması ile bu hikâyeleri bir kitapta bir araya getirmesinin ciddiyeti farklıdır. Yazar kitap oluşturmakla Hikâye’deki ısrarını dillendirir ve okuyucuya “ben hikâye yazarı olarak buradayım” der. Bu büyük bir cesarettir. Erhan Genç içinde yer aldığı projelerden sonra ilk kez kendi hikâyelerini kitaplaştırarak cesaretini ve ısrarını sergilemiş oldu.  Yazarın iki kitabı daha var: Erhan Genç ve Bayezid Çay imzalı Eşik; Harun Tuncer ve Erhan Genç imzalı Çok  Değil Güzel Yazan Yaşar isimli bu kitaplar, yazarın bireysel çalışmaları değil. Bu yüzden yazarın, bireysel olarak hazırladığı bir kitap olduğu için “Çilek Ağacı yazarın ilk kitabıdır” desek yanılmış olmayız.

 

Müslümanca mesajların hikâyeleri

 

Erhan Genç hikâyelerini önemli kılan dil işçiliği, kurgu başarısı ya da teknik ustalığı değil. Yazarın hikâyelerini önemli kılan hikâyelerin taşıdığı mesajlar. Yazar, hikâyelerinde, vefanın terkedildiğini, yaşlı insanların yalnız bırakılmışlıklarını, modern zaman insanının kökleri ile olan bağlarını kopartmasını , zamanın hızına yenik düşmüş gözlerden uzakta yaşayan küçük insanların yenilgilerini ve bu yenilgilere rağmen müslüman hassasiyetlerini kaybetmediklerini işler bir bir. bir pencere açarak oraya bakmamızı ve kaybettiğimiz değerlerimizi yeniden bulmamızı ister.Hikâyeler mesaj kaygısı taşıdığı için edebi nitelik bilinçli olarak göz ardı edilmiş gibidir. Yazar nasıl anlattığından çok ne anlattığına önem verir. Kitapta yer alan hikayeler seviye olarak birbirlerine yaınlık gösterirler. Kitap geneline bakıldığında hikâyelerin bir bütünlük taşıdığını da söyleyebiliriz. Yazar hikâyelerini oluştururken kurduğu atmosferle bu bütünlüğü sağlıyor. Hikâyelerinde diyaoglara sık sık yer veriyor Erhan Genç. Hikâye atmosferini, hikâyenin iç ritmini bozmadan diyalog kurmak oldukça güçtür. Genç’in diyaloglu hikâyeleri kitabın diğer hikayelerine göre biraz daha zayıf duruyor. Zaman zaman oluşan yapay diyaloglar bizi hikâyenin gerçekliğinden koparıyor. Fakat diyaloglardan sonra kurduğu monologlar hikâyeyi ayakta tutuyor ve hikâyeler bu sayede belirli bir seviyede kalıyor. Yazarın hikâyelerini kurarken kullandığı yalın dil,açık anlatım öykülerin atmosferine kolayca girmemizi sağlıyor. Bu başarısının farkında olan yazar, bu yolla, okuru hikâyenin mesajına kadar taşıyor ve yazar  böylece hikâye etme misyonunu tamamlamış oluyor.

Kitapta yirmi dört hikâye yer alıyor. Birbirine yakın olan hikâyeler arasından öne çıkan hikâyeleri belirlemek çok güç. Kitaptaki hikayeler bir bütünlük içinde okunmalı. Yazar mesleğinin gereği olarak çok fazla insanla muhattap olmuş ve tanıştığı insanlara dair sağlam gözlemler yaparak bunları hikâyelerinde başarı ile kullanmış. Bu gözlem gücü yazarın hikayelerinin geniş bir yelpazeye dağılmasını da sağlamış. “zor iş” hikâyesinde araba almak isteyen karakterin başına gelenleri okuyoruz. Karaktere sunulan faizli kredi ile konforlu arabalara kavuşma imkanına karşı karakter müslümanca bir tavır sergileyerek araba almadan galeriden çıkıyor. “kara kutu” hikâyesinde televizyonun esir aldığı hayatları dillendiriyor yazar. Televizyonun gelmesi ile kaybedilen değerleri de anlatıyor ince ince. “tulûât kumpanyası” hikâyesinde bir Edebiyat Öğretmeni’nin gözünden teknolojinin insanlar arasındaki dostluğu,muhabbeti ve iletişimi nasıl oldürdüğüne tanıklık ediyoruz. “çilek ağacı” hikâyesinde ise modern çağ insanının yaşlılara yeterli saygıyı göstermediklerinden şikayet ediyor yazar.

Özetle Erhan Genç Hikâyesi, anlatımdan çok anlatılanı önemser. Okur sürekli olarak güzel olana yönlendirilmeye çalışır. Çağımızın değer anlayışı ile kavgalıdır. Bir ilk kitap olarak görebileceğimiz Çilek Ağacı’nda Erhan Genç Hikâyesi bu yönde ilerliyor. Yazar bu kaygısında ısrarcı olacak mı? Yeni hikâyelerle birlikte “güzel” anlayışında bir değişiklik olacak mı? Bekleyelim görelim.

Kitabın Künyesi

Kitap:  Çilek Ağacı

Yazar: Erhan Genç

Yayınevi: İnsan ve Hayat Kitaplığı

151 sayfa

Yunus Meşe değerlendirdi

İZDİHAM