26 Şubat 2016

Edgar Allan Poe, Ölüm

ile izdihamdergi

Bir taht inşa etmiş kendine Ölüm
Uzak batıda yalnız bir şehirde,
İyi ve kötü ile en iyi ve en kötünün
Sonsuz dinlenmeye çekildiği.
Benzemez bizim olan hiçbir şeye
Türbeleri, sarayları ve kuleleri
(Zamanın ötesinde ürpertisiz kuleler).
Yükselen rüzgarların uysalca göklerden bıraktığı,
Hüzünlü sular sarar çepeçevre.

Kutsal göklerden nur inmez
Uzun gecelerinde bu şehrin.
Fakat bir ışık ürkünç denizden
Süzülür yükseklere sessizce.
Aydınlatır uzak ve özgür tepeleri
Kubbeleri, sivri kuleleri, kral saraylarını
Mabetleri, Babil’inki gibi surları
Yontulmuş sarmaşıkları ve taş çiçekleriyle
Unutulmuş karanlık köşkleri,
Keman, menekşe ve asma bağlarıyla
Tezyin edilmiş muhteşem türbeleri

Hüzünlü sular sarar çepeçevre
Rügarların göklerden bıraktığı,
Öyleyse harmanlayın havada sallanan
Kuleleri ve gölgeleri.
Ölüm inanılmaz uzak ve derinde,
Mağrur bir kulesinden bu kentin.

Aydınlık dalgalarla esnetir zemini
Açık mabetler ve aralanan mezarlar.
Fakat ne her bir putun pırlanta gözünde yatan zenginlik
Kışkırtıyor suları yatağından,
Ne de mücevherle süslenmiş cesetler.
Kıvrılıp bükülen bir dalga yok yazık!
Şu büyük camsı kalabalık içinde.
Fısıldayan bir kabarma yok rüzgarların,
Süzüldüğünü uzak ve mutlu bir denizde,
Ne de bir işaret, dinginliği daha az ürkünç
Denizlerden geldiğine dair.

Ama bak! Havada bir telaş,
Şu dalga! Bir hareket var orada.
Kuleler yana itilmiş gibi
Yavaşca batan boğuk cezirde.
Zirveleri saydam ve şeffaf göklerde
Güçsüzce, bir boşluğa teslim olmuş gibi.
Dalgalar şimdi daha bir kızıl,
Nefesi daha bir boğuk saatin.
Ve ne zaman kesilse dünyevi iniltiler,
Daha da dibe batacak bu şehir.
Cehennem doğrularak binlerce tahtından
Önünde saygıyla eğilecek!

 

 

Edgar Allan Poe

İZDİHAM