8 Haziran 2020

Dünyaca Ünlü Orange Blossom’un ‘Sufi’ Hayranlığı

ile alef

Elektronik müziği Orta Doğu ve Afrika müzikleriyle birleştirerek, doğunun geleneksel melodileriyle harmanlayan, her üyesi farklı kültürlerden gelen Orange Blossom grubu üyeleri, Türk ve sufi müziğine hayranlıklarını dile getirdi.

Konya ve Ankara konserleri için ikinci kez Türkiye’ye gelen, Meksikalı, Mısırlı, Fransız ve Cezayirli müzisyenlerden oluşan dünyaca ünlü müzik grubu Orange Blossom‘un üyeleri, Türk ve sufi müziğine hayranlıklarını dile getirdi.

“Çukur” dizisinde çalınan “Ya Sidi” şarkısıyla Türkiye’de geniş bir hayran kitlesine ulaşan Orange Blossom grubunun üyeleri, Konya’da Selçuklu Kongre Merkezi’nde düzenledikleri konserin ardından AA muhabirine açıklamada bulundu.

Elektronik müziği Orta Doğu ve Afrika müzik gelenekleri ile birleştirerek, doğunun geleneksel melodileriyle harmanlayan grubun sampling altyapısını hazırlayan, gruba Latin tadını veren perküsyon ve davulların başındaki Meksikalı Carlos Robles Arenas, Türkiye’ye ikinci, Konya’ya ilk kez geldiğini söyledi.

Konya’yı ve Türkiye’yi çok sevdiğini, ilk fırsatta tekrar gelmek istediğini anlatan Arenas, farklı kültürleri görmeyi, yaşamayı ve müziğe yansıtmayı hedeflediklerini aktardı.

Grubun vokalistliğini Mısırlı Hend Elwary’nin üstlendiğini, böylece Arap tınılarıyla müziklerinin bir ruh kazandığını dile getiren Arenas, “Bunda bir ruh var, Türk müziği gibi, İspanyol Flamenko’su gibi bir ruhu var bu müziğin.” dedi.

“Bir arada yaşayabilmeliyiz”

Arenas, grubun her üyesinin farklı kültürlerden geldiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Bu, kombine bir müzik. Dünya ve hayat böyle bir şey. Paris’te de Londra’da da İstanbul’da da değişik kültürlerden, ülkelerden insanlar bir arada yaşıyor. Biz de bu durumu müziğimize yansıttık. İnsanlar Amerikan müziğinin çok kopyasını yapıyorlar. Blues, rock, pop… Daha çok Amerikan müziğinin takipçisi oluyorlar ama biz bunun dışına çıktık. Farklı kültür ve gelenekleri bir araya getirerek, kendi müziğimizi oluşturduk. Bizimkisi geleneksel bir müzik, bir kimlik müziği. Bizim müziğimizde tarih var, kültür var, kimlik var. Dünyayı değiştirmemiz lazım. Dünya siyaseti, politika iyiye gitmiyor. Bizler bir arada yaşayabilmeliyiz.”

Grup üyelerinin Türk müziğini dinlemeyi sevdiğini, sık sık birlikte dinlediklerini vurgulayan Arenas, “Harika bir tarihsel müziğiniz var. Ney sesine bayılıyorum. Türk müziğini ve sema yapan dervişleri seviyorum. Sazın sesi de beni çok etkiliyor. Sufi müziği çok seviyorum ve şu anda bu müziğin merkezinde olduğunu biliyorum.” diye konuştu. 

“Türk müziğini Mısır’da da beğenerek dinliyorum”

Grubun vokalistliğini kendine has yorumuyla yapan Mısırlı Hend Elwary ise Türkiye’ye ilk defa geldiğini ve çok beğendiğini ifade etti.

Elwary, Türk müziğini ve sufi müziği takip ettiklerini belirterek, “Türkiye, çok güzel bir ülke. Seyirci çok heyecan verici. Türkiye’yi çok sevdim. İnşallah tekrar gelmeyi çok isterim. Türk müziğini tanıyorum ve Mısır’da da beğenerek dinliyorum.” ifadelerini kullandı.

Sahneye çıplak ayakla çıkan ve performansıyla izleyicilerin ayakta alkışladığı Elwary, “Sahneye çıplak ayakla çıkmak bana pozitif enerji veriyor. Bunu seviyorum, performansıma da yansıdığını düşünüyorum.” diye konuştu. 

Muhabir: Melike Kınacı/ AA
“İZDİHAM