28 Şubat 2017

Burak Genç, Adil Erdem Bayazıt’a Açık

ile izdiham

Güzel Abim,

Şu sıralar senin bir kitabını bulabilmek için çırpınıyorum. Seni ve şiirlerini kitapçılarda ve kütüphanelerde aradım. “Öyle bir yazar yok.” Diyen kitapçı görevlisine de ayrıca darıldım. Fazla ince düşünüyorum belki ama ülkeye ince düşünen insanlar lazım. Sizin gibi güzel adamlar…

2017 yılındayız ve teknoloji çok gelişti, her öğrenciye pahalı, teknolojik aletler verecek durumu da var ülkenin. Ancak devlet ilçemizdeki kütüphaneye sizin bir kitabınızı koymaktan aciz… Okullara yatırılan milyonlarca para yalnızca zaman öldürüp, oyun oynamaya yarıyor. Doğumuzdaki ilkokul öğrencilerine yardımı yine bizler yapıyoruz. Sorsan devlet kitap veriyor. Hiçbir işe yaramayan, yüzüne bakılmayan ağaç israfları…

Geçtiğimiz yıl dünya hiç olamayacağı kadar kötüydü. Tüm dünya kan ağlıyor, Müslümanlar ölüyor. Biz de bir yandan yaralarımızı sarmaya çalışırken bir yandan da dünyaya yardım ulaştırmaya çalışıyoruz. Çok fazla insan ölüyor. Her gün farklı bir acıya ağlıyoruz. Belki sizin döneminizdeki gibi çok büyük bir kutuplaşma yok çok şükür ama tarafını tuttuğu için tarafın her yaptığına alkış tutan ve aynı şekilde o tarafta olmadığı için her yapılana düşman olanlarla dolu etraf. Sizin yaptığınız gibi birlik çağrısı yapan az. Elimden geldiğince karşımdaki kişinin kutbunu akıl çerçevesinde eleştiriyorum. Yanlışları açıkça söylüyorum. Ben yalnızca senin döneminde olduğu gibi bir de iç kırılma olmasın istiyorum. Bu vatan yeterince acı gördü.

Sana kötü şeylerden bahsetmek, yüzümüzü güldürecek bir şeyler yazamamak çok üzücü. Ama her şeye rağmen sanat devam ediyor. Edebiyat yalnızca zulmü duyurmakla kalmıyor, çok başarılı işler de çıkarıyor. Dünyadan ayrılışından çok da uzakta olmayan bir zamanda TRT çok güzel bir diziye imza attı. Pusula Film aracılığıyla senin gözünüzden bir “Yedi Güzel Adam” dizisi ortaya konuldu. Her sahnesiyle şiir kokan bir yapım… Edebiyatın tarafının olmamasını Necip Fazıl’a üstat diyen adamların, Nazım Hikmet’i hayranlıkla okuyup, okutmalarıyla çok güzel göstermişler. Edebiyatın siyaseti olmadığını o dönem yasaklı olan Nihal Atsız ve Nazım Hikmet’i öğrencilerine hediye eden bir Erdem öğretmen ile göstermişler. Duvarlara slogan değil şiir yazan bir dizi. Tarafların nasıl birbirine düşürüldüğü, Alevi köylerinin nasıl yakıldığını ve adım adım nasıl Maraş Katliamına gidildiği çok doğru ve bugüne ışık tutar nitelikte işlenmiş. Siz tam da o vakit yedi güzel adam olarak hem bu taraflara çekilen gençleri engellemekle uğraşıyordunuz. Zulüm nerede varsa kalbiniz orada atıyordu. Kudüs’te, Vietnam’da, Afganistan’da.

 

 

Burak Genç

İZDİHAM