4 Mart 2016

Borges mi Ben mi Kitabı Hakkında Enes Aras Yazdı

ile izdihamdergi

İlk Kitap İlk Öykü

Remzi Şimşek’in ilk kitabı Borges mi Ben mi okur kitaplığından çıktı. Yazar ilk öykü kitabı olan eserinde ilk kitapta kolay kolay yakalanmayacak başarılar göstermiş. Borges mi Ben mi İçerisinde 12 öykünün bulunduğu 87 sayfa ince bir kitap. İnce olmasının yanında öykülerin yoğunluğu bakımından Borges ’in öyküleriyle benzerlik gösteriyor.  
Eserin içindeki öykülerde yazarın öyküyü yazarken aynı anda düşünmesi okura ayrı bir bakış kazandırıyor. Yazar hem öykünün içinde yer alıyor hem de okura dışardan gözlemliyormuş hissini veriyor. Bu da okuyucuyla arasında çok orantılı bir bağ oluşturuyor. Yani yazar kendini okuyucuya ne çok fazla fark ettiriyor ne de çok uzak kalıyor. Bu özellikler öyküdeki dil ve yapı ustalığıyla birleşince okuyucuyu hiç sıkmayan bir hikâye ortaya çıkıyor. İnsan bazen aptallaşır, Komplo, Denberiler, Kayıp Sesler gibi çok farklı öykülerinin bulunduğu eserlerinde Remzi Şimşek hikâye dilini çok başarılı ve hâkim bir şekilde kullanmış.
Teorik Olarak Yalan Söylemek Mümkün Değildir! 
Remzi Şimşek ilk kitabında yapısal özelliklerinin yanında kurgu olarak da çok başarılı. Öykülerindeki sorduğu sorularla ve kendinizi kaptırdığınız paradokslarla okuyucuyu içene çekmeyi çok iyi başarıyor. Bu sorular ve paradokslarla yazar okuru ne çok sıkıyor ne de çok serbest bırakıyor. Borges mi Ben mi içerisindeki öyküler birbirine ne çok bağlı ne de çok kopuk, bir önceki öyküde dikkat çektiği olaya başka bir boyuttan anlatması ve bu bakışla yeni bir öykü oluşturması kitabın tamamını bir bütün kılmakla beraber 12 ayrı öykü ortaya çıkartıyor. Hayatlarımızda istemeden de olsa yalan söylemek zorunda olduğumuz anlarla karşılaşırız bu anlarda başarılı bir yalan söylemeyi başaramazsak ve karşımızdaki insanlar yalan söylediğimiz anladıkları zaman bu söylediğimizin aslında yalan olup olmadığı çelişkisine düşeriz. Çünkü eğer gerçekten yalan söylemeyi başarsaydık bu yalanımızın yalan olduğunu hiç kimsenin fark etmemesi gerekirdi. Söylediğimiz sözler gerçeği de tam olarak ifade etmediğinden söylediklerimiz yalan değilse ne olduklarının cevabını da bulmak zorunda kalırız. 
Hayal ve Gerçek Hakikatte Buluşuyor
Hayatta karşımıza çıkan her olayı derinlemesine inceleyemeyiz. Ancak dikkatimizi çekmeyi başaran bazı olaylara veya nesneleri araştırmaktan ve zevk alarak derinlemesine incelemekten kendimizi alıkoyamayız. Borges mi Ben mi de Remzi Şimşek okuyucuya normal hayatta olan ve ilgi çekici olayları ustaca kullandığı hikâye dili ile önümüze seriyor. Ne çok fazla hayale sürükleyip gerçeğin dışında bırakıyor ne de tamamen salt bir bilgi ile bizi boğuyor. İşte yazarın dil ve yapıdaki ustalığını buradan fark edebiliyorsunuz.
Kitaptan; 
Birkaç saatin içinde Borges’ın damarlarımda gezinip bedenimi zapt ettiği kanaatine vardım. İnanın bana, çok sinir bozucu bir durum, içimde fırtınalar değil kasırgalar kopuyordu ve bildiğim hiçbir sığnak yoktu. Sonra şu şekilde devam ettim; Bir gece evvel damarlarıma zerk olunan bu zehir koca günün sadece birkaç saatinde tüm bedenimi teslim aldı. Son fethettiği yerde muhtemelen zihnim olmalı ki anamın dilini bile unutmuş halde uyandım. Kesinlikle bu Borges’in işi, o olmalı çünkü Faulkner’ın İngilizce cümlelerinin İspanyolca karşılıkları geliyordu aklıma ve aman Allah’ım Don Quijote’ den muazzam tiradlar hatırlıyordum, doğruyu söylemek gerekirse heyecan vericiydi.
 ( sayfa 63-64)
Enes Aras
İZDİHAM