18 Aralık 2016

Berat Karataş, Gösterimde olan filmler

ile izdiham

 

Sen Benim Her Şeyimsin

Bir Meksika yapımı olan, ülkemizde “Çocuk Yetiştirme Rehberi” ismiyle seyirci karşısına çıkan filmin uyarlamasıyla karşımıza çıkıyor yönetmen Tolga Örnek. Bir önceki filmi, Senin Hikâyen dışında Kaybedenler Kulübü, Labirent ve Devrim Arabaları gibi yapımları ile Türk sinemasında önemli bir yer elde etti Örnek. Kurduğu başarılı oyuncu kadrosu ile film sıcak, güzel bir başarı sağlamış. Başrolde Tolga Çevik ve gerçek kızı Tuna Çevik ile beraber Melis Birkan ve Cengiz Bozkurt görevlerini başarılı bir şekilde yerine getirmişler. Klasik dramalarda bulunan hem hüzün hem komedi unsurunu yansıtacak, şüphesiz en iyi oyunculardan biri Tolga Çevik. Bu nedenle başarılı bir cast seçimi buldum. Kızı da gayet başarılı bir şekilde işi kotarmış.

sen benim herşeyimsin film ile ilgili görsel sonucu

Yer yer de Kramer vs Kramer filmini anımsatan yapım günübirlik ilişkiler peşinde koşan, babasından kalma korkularıyla bir türlü yüzleşemeyen Sedat’ı merkezine alıyor. Gündelik hayatı sürüp giderken bir gün eski sevgililerinden biri, elinde bir bebekle kapısına dayanır ve bu bebeğin Sedat’ın kızı olduğunu söyler. Bebek ve kendi ile baş başa kalan ana karakter babalık deneyimini yaşaya yaşaya öğrenecektir. Korkuları ile bir yandan yüzleşmeye çalışan Sedat’ın, yıllar sonra kızının annesi Pınar’ın tekrar gelmesiyle hayatı tekrar altüst olur.

Sinemada hoş vakit geçirilecek; güzel, güldürüp hüzünlendiren, ortaüstü bir yapım Sen Benim Her Şeyimsin. İzlenebilir.

 

Şarkını Söyle

Bu hafta vizyona giren animasyon yapım Sing, Illumination Entertainment yapımı. Bu animasyon stüdyosu 2007 de kurulmuştu ve kuruluşundan bu yana, Despicable Me, The Secret Life of Pets ve The Minions gibi filmlerle ismini duyurdu, başarı sağladı.

Sadece hayvanların yaşadığı bir dünya olarak kurgulanmış filmin evreni. Müzikal drama türünde olan film, işleri kötü giden bir tiyatro sahibini konu ediniyor. İyi niyetli, sevimli bir Kuala olan Buster Moon, tiyatrosunu tekrar eski günlerdeki ihtişamına kavuşturmak için büyük bir şarkı yarışması düzenler. Bu yarışmaya birçok farklı karakter katılır. Fakat film, aralarında “özel” olan bazı hayvanlara fokuslanıyor. Gangster olmak istemeyen bir Goril, yirmi beş yavrusu ile ev işlerinden başını kaşıyacak vakti olmayan bir domuz, içine kapanık, utangaç, ergen bir fil, erkeklerden canı yanan rock müzik tutkunu kirpi ve dolandırıcı fare… Hepsinin bir acısı, bir umudu ve hayalleri var. Ortak noktaları ise müzik.

şarkını söyle animasyon ile ilgili görsel sonucu

Filmin yönetmenliğini ve senaristliğini Garth Jennings üstleniyor. Seslendirme kadrosunda ise Scarlett Johansson, Taron Egerton, Matthew McConaughey, Reese Witherspoon, Seth MacFarlane, John C. Reilly gibi ünlü isimler yer alıyor.

Standart Hollywood etkileri ve kalıpları taşıyor film hiç şüphesiz. Fakat güzel, eğlendirici bir 108 dakika geçirmek isteyen izleyicilerin tercih edebileceği bir yapım Sing.

 

Sen Sağ Ben Selamet

Sağ Salim filminin üçüncü adımı sayılır Sen Sağ Ben Selamet. Bu hikâyenin de yönetmeni, serinin diğer filmlerinin ve Yusuf Yusuf filminin yönetmen koltuğunda oturan Ersoy Güler.

Bu filmde de üç kaçağın yolu yine kesişmektedir. Cezaevinden Tahliye olmak üzere olan Selamet ve koğuş arkadaşı Sansar nakil aracı ile Sivas’a giderlerken karşı yönden gelen bir araçla çarpışırlar. Bu aracın içinde bir goril vardır. Çarpışmanın ardından ekibin başına çeşitli olaylar gelir ve aksiyon dolu maceralar yaşarlar.

sen sağ ben selamet film ile ilgili görsel sonucu

Filmin oyuncu kadrosunu Ufuk Özkan, Burçin Bildik, Tuvana Türkay, Lale Başar, Ayçin İnci, Hakan Karahan, Hasan Küçükçetin, Murat Kocacık, Müge Uzel, Gamze Aydoğdu, Emrah Özdilek ve Savaş Alp Başar gibi isimler oluşturuyor.

Pek başarılı olamayan komedi filmleri arasına alıyorum bu yapımı da. Soğuk kış günlerinde, dışarıda yapacak bir şey bulamayıp sıcak sinema salonuna sığınanların tercihi olabilir. Ama bence sıcak bir kafede veya evinizde, battaniyenizin altına salep içmek daha iyi bir tercih olabilir.

 

Haftanın Önerisi

Mommy – 2014 (Yön: Xavier Dolan)

Bu haftanın önerisi dili Fransızca olmasına rağmen Kanada yapımı olan Mommy filmi olsun. Genç sinema dehası Xavier Dolan’ın beşinci uzun metraj filmi.

48 yaşındaki ‘Die’ kocasını üç sene önce kaybetmiştir. Kocasının ölümünden kısa süre sonra tek çocuğu Steve’i hiperaktivite ve dikkat bozukluğu (DEHB) tedavisi için bir rehabilitasyon merkezine yatırır ama Steve merkezin kafeteryasını ateşe verince, merkez görevlileri Die’a iki seçenek sunar; ya Steve’i kendi evine götürecek ya da ıslahevine gönderecektir. Die oğlunu ıslahevine göndermek istemez, onunla yeni bir hayata başlamaya “çalışır”. Şiddete eğilimli, esip gürleyen, bir anı bir anını tutmayan Steve annesini zor durumlara düşürecektir. Borç içinde olan Die ise yeni bir hayat, yeni alışkanlıklar ve yeni işlerle yaşamını farklı bir boyuta getirmeye çalışır.

Filmi izledikten sonra çok yoğun duygulara kapılmış, uzun süre etkisinden çıkamamıştım. Şimdi bu satırları yazarken yine içimde bir duygu seli hâsıl oldu. Filmin müziklerinden açıp dinleyerek yazıyorum. Çünkü kullanılan her parça yerli yerinde ve muazzam.

Mommy ile ilgili görsel sonucu

Anne-oğul ilişkisini çok farklı bir perspektiften incelemiş Dolan. Filmin özü niteliğindeki iki repliği de buraya yazmak isterim:

“Annelerin bir gün uyanıp da çocuklarını sevmeyeceği zaman yoktur”

Anne: “Olacak tek şey şu ki seni her gün ve her gün daha çok seveceğim. sen beni her geçen gün daha az seveceksin. … Doğanın kanunu böyle.”

Bu iki replik de çok etkileyici. Düşündükçe içim sızlıyor. Şimdiye kadar yazdıklarımdan ajitasyonu bol bir film olduğu çıkarılmasın. Aksine; sert, ağır ve insanı vuran bir yapım. Kimi zaman Steve’e kimi zaman da Die’ye hak verecek, filmin sonunda içinizdeki ağırlıkla kalacaksınız

Film En İyi Yabancı kategorisinde Oscar’a aday oldu. Cannes Film Festivali’nde ise Altın Palmiye’ye aday oldu,  Jüri Özel ödülünü kazandı.

Son olarak oyunculara ve karakter uyumuna da değinelim. Oyuncular; Anne Dorval, Antoine-Olivier Pilon ve Suzanne Clément muazzam performans sergilemişler.

Filmin belki de en yaratıcı özelliklerinden biri, Dolan’ın yaptığı “kadraj” oyunu. Kadraj ve öykü arasında mükemmel bir geçiş yapıyor. Bu kısım film açısından bazı sürprizleri bozabileceği için uzatmıyorum fakat filmin başında lütfen alıcılarınızın ayarlarıyla oynamayınız.

 

 

 

 

Berat Karataş

İZDİHAM