30 Eylül 2018

Barış Bıçakçı’nın Bizim Büyük Çaresizliğimiz Kitabından Alıntılar

ile izdiham

Seninle ben Çetin, gücümüzü, güzelliğimizi, canlılığımızı küçük yaşantıları sabırla tekrar etmekten alıyoruz. (sf.16)

Hareket etmezsen acı üzerinde birikir. (sf.22)

Aslına bakarsan Çetin, Nihal, biz ona âşık olduğumuzda varlık kazandı, fiziksel özellikleri belirginleşti, daha bir güzelleşti, çekicileşti, hatırlanır oldu. Önce aşk vardır. Hatırlamak da, acı çekmek de, sevgilimize verdiğimiz çiçeğin fotosentezi de ondan sonra başlar. (sf.30)

Benden okumak için kitap önermemi isteyenlerin kalbimi de istediklerini sanıyordum, hâlâ öyle! (sf.31)

Kızın sesi detoneydi, yanlış notalar basıyordu ama bu bir aşk şarkısıydı, mutlulukla mutsuzluğu aynı tepside sunuyordu. (sf.42)

Birine âşık olunca, ömrün boyunca onu aramışsın da sonunda bulmuşsun gibi, geçmişini tekrar kurgularsın. Basit tesadüfler aşkın ilahi gücünün işaretleri olur çıkar. (sf.46)

Sonra sustum. Çok konuşunca olan şey: Konuşmak, anlatmak anlamsız gelmişti birdenbire. Belki de, katlanıp kaldırılması gereken şeyleri buruşturmuştum. (sf.50)

Biliyorsun Çetin, duygusal hayatımızı, ihtiyaçlarını gidermek ve acıdan kaçmak dışında başka bir faaliyeti olmayan bir bebeğin hayatı olarak görmeye eğilimliyizdir. (sf.52)

“Biz ihtiyarlar, gençleri istilacı bir kıskançlıkla kovalarız!” (sf.56)

Büyüklerimizin bize aktarmadığı, aslında hiçbir neslin kendinden sonraki nesle aktarmadığı bir hayat bilgisi var değil mi Çetin? (sf.56)

Birbirine dönersin! İki insan birbirine döner! Bu bakışlarla olur ya da aynı yerde susmayla örneğin, en basit biçimde. Sonra, öyle birbirine dönük, kendi dilini yaratırsın. (sf.62)

Bütün bu gördüklerimizin bir ucu nasılsa Nihal’e bağlanıyordu Çetin: Onu daha fazla seviyorduk, daha fazla acı çekiyorduk. (sf.97)

Uzağımızdaki her şey biraz olağanüstüdür, olduğundan biraz daha fazladır. (sf.105)

En büyük ahlaksızlık, demiştim kendi kendime, bir aşkı yaşamamaktır. Hayatı mümkün olan en geniş haliyle yaşamak gerekir, demiştim. (sf.105)

Sevdiğim bir öykü gelip kendisini, bir parodi olarak bile olsa yaşamamı önerirse, nasıl reddederim? (sf.121)

Yıldızlı bir gecede, gökyüzünün altında kendini acemi ve çaresiz hissedersen, bu, yıldızlara bakarak başka şeyler düşündüğün içindir. Yıldızlara bakarak yalnızca yıldızları düşünmek gerekir. (sf.143)

Aşkın insanı zenginleştirdiğini biliyorduk, fakirleştirdiğini de bilelim. (sf.160)

Yaşamak aslında birbirinden kopuk yaşantılar arasında bağlantılar kurmaktır. Bir hatırayı diğerine bir fotoğraf albümü değil yaşayan bir insan bağlar. (sf.162)

Kaynak: sibiryakoylusu

İZDİHAM