12 Ocak 2017

Ahmet Fırat Yaşar, Mazbatamdaki Çekiç

ile izdiham

İsmet Özel’ e.

Gayrıya nikahla peydahlanmak hevesi
vurur beni
ve içerimde bir temaşa yaratır
huzur bir cenaze töreninde karşıma çıkar da yumruğumu haybeye savurmak istenci
dimağdan kalbime yıldırım gibi iner
yadın göğermiş göğüne çıngırımı uzatıp
batan pörsümüş bir döşek devşirirdim gündüz
gece beni bu döşekte hırpalar
karartısını yadıma mıh gibi çakar da
bulantılar bulur sancılı başımı
bir içre kapı aralansın arsuzu
çıkarda ruhumdan
gidip başka başka kapılarda sabahlar

Doğrultum ele verir tutuşulan her kavgada kendini
susamışlığımdan okunur kim olduğum ki
buna en çok ben cevap veremem
cevap duymam cevap anlamam beklemem belki
biraz da utanaraktan yanımdan geçen kendim
yüzüme en çok anlamı vurur

Çarşılardan bahçelerden serin döşeklerden geçtim
ne bir fısıltı ne de adım çalındı kulaklarımda
geçtim kimseye değmedim de farketmedi kimse
demedim kimseye ve ar etmedim

Bunu bir yükseliş gibi bahsettiğim her şiir
düştüğüm her fukara utancın ıskartası
beni bekleyen ne var sanki bir durak ötede
nedir bu tek biletli salonda beklediğim gösterim
bunu bilmek bunu duyumsamak ansımak
topallayan güneşin perdesidir hecemde
bir sır saklıdır duymaktan en çok korktuğum
belki yetişecektir bana bir el
tutacaktır çıngarımdan
delinecektir o göğermiş gök
ardında ne var anlaşılacak
muştusu saracak da kavruk bedenimi
içimin rengi neymiş toprak tadacak

Ahmet Fırat Yaşar

İZDİHAM