3 Mart 2016

Zeki Bulduk’un Sevgili Mayakovski’sinden bölümler

ile izdiham

-Biz hasreti sırtımızda inatçı bir militanın parkası gibi taşırız. Buna gurbet ve Neşet Ertaş şahit.

-İnsan neden yüzünü görmediği bir insanın ismine sığınır.

-Acının kenarında durduk. Bir iki resim çekildik.

-Birileri var ki, demir çarık giyip demir asayı eline alıp yola düşmessen bulunmayacak birileri.

-Sahi Mayakovsky, bir şiir kaç hükümetten, kaç cemaatten, kaç bölücü örgütten daha güçlüdür?

-Senin sözlerindeki keder aşkına, bakışlarındaki delirmenin eşiğindeki adam aşkına, Lili aşkına Mayakovsky; nasıl yaşadın sen 37 sene, nasıl yaşayabildin?

-Sahi, Mayakovsky yoldaş, sen Lili’ye nasıl oldu da bir savaşın hercü mercü içinde aşık olabildin. O kirli, karanlık, puslu dünya içerisinde aşk nasıl araladı perdesini?

-Ölü ağızlara tatlının hasını versen kaç yazar. Ölü ağızlara… Senin dilin hep diri dostum.

-İşte ölüyorum, kimseyi suçlamayın bundan ötürü.

-Aşka kabiliyetin vardı. Kıskanılacak adamdın. Mızıkçısın oğlum! … Doya doya kıskanamadım seni

-Azeri ile Arap fena dalaşmışlar. Küfrün bini bin para… Lakin ne Arap Azeriyi, ne de Azeri Arabı anlıyor. Öyle ki bir ara Azeri iyice zıvanadan çıkmış: Ya hu ben herslendim, adama sövirem; o bana Kuran okupdur! demiş.

Şimdi ben hırslandım ya, sana kızgınım ya, neden canına kıydın diye arada bir celalleniyorum ya…Sanki duvara diyorum. Senden tık yok.

-Sevgili Mayakovsky, bir sofranın etrafında toplanan insanlar yemeğin verdiği iştahla toplanmazlar; onları bir araya getiren başka bir sıcaklık vardır. Sevgili Mayakovsky, sofranda Lili otururken sen iştahla bir tavuğu yiyebildin mi?

 

-Bir insan, yüreği avucunda bir insan bir ülkeden daha büyüktür. Kızının resmini kalbine kazıyan bir baba tüm iftiraları tarumar edecek bit tufan denli güçlüdür.

-Sahi sen hiç Lili’yi uyurken uzun uzun seyrettin mi? İnsan sevdiğinin uykusu olmak istiyor bazen.

-Bazen sigara gibi tükenir insan Sevgili Mayakovski. O sigarayı bir kere yakmışsan dönüşü yoktur. Eninde sonunda sönecektir.

-Afgan dağları kadar kadim sancıları olan insanlar vardır. Hiç doğum yapamazlar. O sancıyı ölünceye kadar taşırlar. Ölümleriyle sancıları biter, doğumu tamamlarlar.

-Bugün taaccübümden ölebilirim, bugün karşı-devrimci paralel çocukları bile affedebilirim. Kucağımda kanayan bir hançerle sonsuz uykuya yatabilirim.

-Sevgili Mayakovsky, yoksa sen kederinden değil; mahcubiyetinden ve mutmainliğinden dolayı mı vazgeçtin yaşamaktan? Bu sebeple mi ölmeye yattın?

-Sevgili Mayakovsky, dedim ya, kibrin kalbinde tevazuyla uyuyoruz.

-Dünyaya gelmiş olmanın fırsatçılığında talan ediyorlar tüm güzel bahçeleri.

-Artık yalan söyleme bana ey dünya!

-Tahran’da kör bir kız tanıdım. Hayatı boyunca seyredemeyeceği filmleri satıyordu iki tümene.

-Bu şehirde Ahmet Kaya dinleyen şoförlerle saatlerce yolculuk yapabilirsin. Ve bir gün bu şehre gelirsen, unutma Hüseyin’i mutlaka görürsün.

Feyza Özcan hazırladı

İZDİHAM