14 Ocak 2017

Woody Allen’ın Evet Ama, Bir Lokomotif Bunu Yapabilir mi Bakalım? kitabından

ile izdiham

Ayrıntı Yayınları’ndan çıkan Evet Ama, Bir Lokomotif Bunu Yapabilir mi Bakalım? kitabından  bölümler.

İnan bana, Kayzer. Yukarıda kimse yok. Yalan bu. Bir an için doğaüstü bir varlığa inansaydım bütün bu işleri yapıp, toplumun anasını satar mıydım sanıyorsun? Evren tamamen fenomenolojik bir olgu. Hiçbir şey sonsuz değil. Her şey anlamsız. Yaşam tamamen absürd. (sf.11)

Arayan cinayet masasından Çavuş Reed’di.
“Hâlâ Tanrı’yı arıyor musun?”
“Evet.”
“Yaradan, Var oluş Nedenimiz, Yücelerin Yücesi Rabbimiz mi?”
“Doğru.”
“Şu anda morgda bu tanıma tamamıyla uyan biri var. Gelip bir baksan iyi olur.”
Gerçekten de oydu. Ve suratına bakılırsa, işi yapan profesyonel biriydi.
“Getirdiklerinde ölmüştü.”
“Nerede buldunuz onu?”
“Delancet Caddesi’nde bir hangarda.”
“İpucu filan?”
“Bir varoluşçunun işi. Bundan eminiz.” (sf.12)

 

Evrenin kendi varlığı ile çelişki içinde olan karmaşık bir ide olarak belirtilmesi ve geçek varlığın içinde ya da dışında olması, aslında algısal bir hiçliktir ya da herhangi bir soyut var olma biçimiyle ilintili olarak hiçliktir ya da en azından, subjektif başkalıkla ilintili olan ya da objektif varlık eksikliğinden doğan ve fizik kurallarına bağlı olan daimi bir varoluşla ilintili olan bir hiçliktir. (sf.15)

Çağdaş insan huzursuzdur. Kendini bir sadakatsizlik fırtınası içinde görmektedir. Bugünlerde buna moda deyimiyle “yabancılaşma” deniliyor. Çağdaş insan artık savaşın vahşetini görmüştür, doğal felaketlere uğramıştır, dahası damsız girilmeyen diskolara girmeye kalkmıştır. (sf.30)

Bizse bu sorunlarla yüzleşmek yerine seks, uyuşturucular gibi kaçış yollarına eğilim gösteriyoruz. Amerikan toplumu bugünlerde çok hoşgörülü bir toplum oldu. Pornografi hiç bu kadar yaygınlaşmamıştı. Hele bazı filmler! Ne kadar kötü çekilmişler! Işık ayarları bile iyi değil… Belli hedeflerden yoksun yaşayan bir toplumuz. Hiçbir kimse bize sevmeyi öğretmedi. Bizden liderler ve onların etkili, ciddi programları yok. Ruhsal inanç yokluğu çekiyoruz. Evrenin ortasında acı çekmeye bırakılmış gibiyiz. Şansımız var ki, yine de düşünme yeteneğimizi yitirmiş durumda değiliz. Özetlemek gerekirse, gelecek, bazı iyi olanaklara gebe… ama tabii, bizim düşmemiz için kazılmış ve üzeri örtülmüş çukurlara da gebe! Asıl sorun; bu olanakları nasıl değerlendirebiliriz, bu çukurlardan nasıl kurtulabiliriz ve nasıl altıya kadar eve dönebiliriz? (sf.33)

Evren, Tanrı’nın zihninde var olan yalnızca sonsuz bir düşüncedir ve bu da insanı rahatsız eder… Özellikle yeni aldığınız bir evin parasını peşin ödediyseniz… (sf.83)

 

 

 

 

Woody Allen, Kaynak: Cessie

İZDİHAM