5 Ocak 2016

Vatan Yahut İnternet

ile izdihamdergi

SİYASİ GÜNDEMİN, GÜNÜ BİRLİK MESELELERİN ÇOK DIŞINDA ÇOK DAHA KADİM VE ESASLI DERTLER ÜZERİNE KALEM OYNATTIĞINDAN MUSTAFA KUTLU’NUN KÖŞE YAZILARI O GÜN OKUNUP UNUTULACAK CİNSTEN DEĞİL.

Mustafa Kutlu okumak her zaman iyi gelir insana. Evin baş köşesinde oturan irfan sahibi, nüktedan, mütebessim aile büyüğünü dinler gibi hissedersiniz gözleriniz satırlar arasında gidip gelirken. Hikâyelerinin tiryakisi olanlar yılda iki değil dört kitap da çıkarsa iktifa etmezler onu okumaya. Ama köşe yazıları da aynı edebi tad ve nitelikte olunca beklemek kolaylaşır yeni bir hikaye mevsimi. Müdavimleri fuar zamanları Mustafa Kutlu’nun yeni kitabını raflarda görmeye alışkındır. Bu adeta bir gelenek halini almıştır. Ancak bu kez bir farklılık yapıp hikayeleri ile değil denemeleriyle karşıladı Mustafa Kutlu okurlarını Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı’nda. Yirmi yıllık bir süre zarfında Yeni Şafak gazetesinde yazdığı köşe yazılarından oluşan Vatan Yahut İnternet’te ülkemizin son yirmi yılının toplumsal ve kültürel açıdan muhasebesini de yapıyor bir bakıma. Siyasi gündemin, günü birlik meselelerin çok dışında çok daha kadim ve esaslı meseleler üzerine kalem oynattığından Mustafa Kutlu’nun köşe yazıları sıradan gazete yazıları olarak o gün okunup unutulacak cinsten değil. Tekrar tekrar okunup, altı çizilesi, üzerine düşünülesi denemeler.

‘Vatan’ nedir sorusuna verilecek ve net cevap kitabın en başındaki yazıda mevcut. Özellikle ‘aidiyet’le ilgili sorunu olanların günde üç öğün okumasında fayda var.

Ahlak’tan bahsediyor bu yazılarında Kutlu ısrarla, etikle ahlak arasındaki farktan dem vurup ‘Allah’a, ahrete, hesap gününe inanmayan bir ahlak olabilir mi?’ diye soruyor. Bir başka yazısında “Uygarlığın tek ölçüsü vardır: Ahlak. Ahlâkın tek kaynağı vardır: Din” diyerek ahlâksız bir uygarlığın insanlığa felaket taşımaktan başka yapacağı bir şey olmadığının altını çiziyor. Kanaat ekonomisinden bahsediyor mesela. ‘Dindar’ kimliğiyle tüketim toplumuna râm olmakta beis görmeyenlere bir müminin eşyayla ilişkisinin nasıl olması gerektiğini hatırlatıyor.

Taşra Yalnızlığı ve Bir Zamanlar Taşra yazıları özellikle son dönemde sinemada ‘bunalım’ hikayelerini taşra üzerinden anlatma derdine düşen sinemacılara cevap gibi.

Modern teknolojiye olan düşmanlığını kayıt altına aldığı yazılarında Mustafa Kutlu, bu itirazını öylesine sağlam temellendiriyor ki bu modern köleliğe teslim olmuş bizler, O’nun bu onurlu direnişine selam duruyoruz. “Modern teknoloji kapitalizmi; kapitalizm modern teknolojiyi besleyip büyüttü ve tarihin sonu geldi” diyor ve ekliyor “Büyümenin, sonsuz sermaye toplamanın, tüketimin, sömürünün sonu yok”. Çare ise belli: “Vakit varken Hz. Nuh’un gemisine binin. Aksi takdirde bu bombalar, bu işgaller mutlu azınlığın da hesabını görecek.” Öyleyse okuyalım, düşünelim ve harekete geçelim!

Gülcan Tezcan
İZDİHAM
 
Kaynak: Star Kitap