3 Mart 2016

Theodore Zeldin, İnsanlığın Mahrem Tarihi

ile izdiham

İnsanlığın Mahrem Tarihi, insanlık hafızasını tazelemeyi amaçlayan bir unutulmuşlar derlemesi, tarihe geçenlerden çok geçmeyenlerin tarihi.

Zeldin, insanlığın unutulmuş anılarını gün ışığına çıkararak, köşeye sıkıştığı noktalardan çıkış yolları bulabilmesi için insanoğlunun ufkunu genişletmeyi ve modern zihinlere yerleşmiş yanılsamaları yıkmayı deniyor.

Zeldin’e göre her kuşak, tıpkı kendisinden önceki sayısız kuşak gibi, dünyaya kendi çağının gözlüklerinden bakarak binlerce yıllık insanlık deneyimini boşa harcıyor. Kendi atalarının sınırlı ve kolay kolay değişmeyen hafızasını kullanmayı tercih ederken, geçmişin karanlığına gömülüp giden koca bir insanlık hafızasından yararlanma fırsatını kaçırıyor.

Bu fırsatta yatan en değerli hazine, hayatın kendi çağımızın ışığıyla aydınlanmış görüntüsünün değişmez bir son durak değil, beklenmedik dönüşler yaparak ilerleyen insanlık tarihinin rastgele bir noktası olduğunu keşfetmek. Zeldin’in unutulmuşlar tarihi, insanların hayata ve kendilerine ezelden beri bugünkü gibi bakmadıklarını göstermekle kalmıyor, umudun tükenmeye yüz tuttuğu noktada insanlığın imdadına yetişen şeyin her zaman yeni bakış açıları, yeni düşünce biçimleri ve yeni yaklaşımlar olduğunu hatırlatıyor.

Kayıp insanlık hafızasının içinde kolayca tarihe gömülen bu zikzaklı geçmiş, Zeldin’e göre, insanlığın gelişiminde her zamankinden daha umutsuz olmamızı gerektiren bir noktada durmadığımıza işaret ediyor.

İnsanların tarih boyunca aşka, dostluğa, sekse, korkuya, mutluluğa, zamana ve yalnızlığa karşı pek çok farklı bakış açısı geliştirdiğini, iyimserlikle kötümserlik, merhametle acımasızlık, hoşgörüyle bağnazlık, diğerkâmlıkla bencillik, merakla uyuşukluk arasında her zaman gidip geldiğini bilmek, çağın gözlüklerinden kurtularak yeni gözlükler edinme fırsatını hazırlıyor.

İnsanoğlunun duygular dünyasında keşfe çıkmaya her zamankinden daha istekli olduğu bir çağda Zeldin, duygular tarihinin kuytularına ışık tutarak, insanlık hafızasını tazeliyor. Son iki yüz yılın etkileyici teknolojik patlamasına rağmen insanoğlu, özel hayat kulvarında pek çok bakımdan hâlâ emekleme çağını sürüyor. Zeldin bize kıyamete doğru sürüklenmekte olmadığımızı, bildik insanlık mücadelesini sürdürdüğümüzü haber veriyor ve özel hayata yönelik yeni bakış açıları, insanlar arası ilişkilerde yeni bağlılıklar, amaç duygumuzu yeniden kazanmakta kullanabileceğimiz yeni yöntemler öneriyor.

Kötümserliğe direnenler İnsanlığın Mahrem Tarihi’ni sevecekler.

“Her bölüm bir ya da birkaç açmazla karşı karşıya kalmış çağdaş bir kadının hikâyesiyle başlıyor. Bu kadının hayatı ve inançları, yorumdan çok olgulara yer vererek, bir gazeteci üslubuyla aktarılıyor. Zeldin her hayat hikâyesini, zamanda ve uzamda bize büyülü bir tur attırmak için çıkış noktası olarak kullanıyor.

Zeldin’in kitabı on seneyi aşkın zamandır okuduğum en heyecan verici, en tutku dolu edebiyat dışı çalışma.”Maggie Gee / C. Kitap
“Her şeye rağmen Zeldin, anlamlı bir düşünce deneyine girişmiş. Okuyucularından istediği şey, iyilik ve medeniyet üzerine Pascalcı bir bahse tutuşmaları. İnsan saldırganlığı onu yine haksız çıkarabilir, ama geleceğe inanmakla ne kaybederiz ki?” Peter Gay

“Teorileri, saptamaları ve öngörüleriyle yeni binyılda kalıcı bir yer edinebilecek kırk yirminci yüzyıl kâhininden biri.

 
İnsanlığın Mahrem Tarihi [An Intimate History of Humanity],
Theodore Zeldin, Çeviri: Elif Özsayar
İzdiham