29 Kasım 2016

Melike Kılıç, A’raz

ile izdiham

-17 yıl oldu rüyalarımda o kapıyı çalmaya imtina ediyorum
Bunca borçla eve dönemem, kalbimi bırakacağım yeni bir bahçe buldum-

Bunca borçla eve dönemem,
Senetlerinize dokunmaktan murdar ellerim, hanelerinize giremem;
Bebekli hanelere, anneli hanelerinize, mutfaklı ve mescid
Temizlenmez uzuvlarımla birçok çizik bıraktım

Geri ödemeler, numaralar girmeler, yıldızlar ve dahası imza
Parmak basmadım imza attım ki bu bilinç demektir,
Kelam bilmez kalemlerinizi tuttum, boğazımda iradem
Bir mescid ayakkabılarımdan değil ayaklarımdan tanırdı beni
Hayır bunca el ve ayakla düzelemem, dönemem
Bir babaya ona sarılmışken dahi özenemem
İmrenemem mezarlarınıza, dünya bana hala derin
Ancak esinti bağışlanmış Anadolulu bir taşa iç çekerim
Karları deşerim ölümü görmek için yürürüm dirimle art arda
Hırkamın üşüyen yerlerine çengelli iğne
Biraz daha sizdenim belki bir düğme
Başkaca bir yırtığımdan başkaca bir yama
Açıklıklar açıkları kapatırmış

Ne tuhaf.

Hâlbuki aklım alsın diye geldim kente
Bir kara tahtadaki rakamları ve insanları,
Her gün “akıl almaz” birçok başlığı alsın aklım diye;
Akl-ı evvel, aklı almaz, kalbi bilmez, suskun
Tek adım atsa her şey ona yaklaşacak zanneder,
Bir adım atsam uçacağım çağın pencerelerinden
Korkuyorum, utançsız çağın pencerelerinden
Bir çığ gibi çağ beni pencerenin dışına alacak;
İntihar diyecekler, müntehir yüzyıl.
Yüzyıl kendisine koşulan ve beklemeye musallat;
Bu yüzyıl ki ziyandan öte ziyan,
Asır değil, asır yirmibire varmaz.

Elimden bir şey gelmez, imzalar atmaktan başka
Borçlanırım, arılırım, borçlanırım, ar.
Hiçbir şeyim zannederim: insan vesiledir ve “pek acelecidir”
Sabretmedim, bir yetimliğe uzandım sabretmedim.
Esfeli eşreften ayırdım, sabretmedim.

Melike Kılıç,  Hece Dergisi/ 225

İZDİHAM