13 Mart 2017

Melike Kılıç, Ağabeyime Mektup

ile izdiham

  Bu mektubum sana ağabey,

Babam yerine koyduğum, adam denildi mi, aklıma ilk gelen özel insan. Ailenin genlerinde var, sevgi gösterilmez. Bana hakaret ettiğinde,  kırıcı bir şey söylediğinde ‘insan sevdiğiyle uğraşır’ deyip sana hep gülümsedim.  Çünkü seni çok sevdim ağabey.

Büyüdüm ben, sen bunu anlamak istemesen de büyüdüm. 22 yaşındayım artık, ama sen ne arkadaşlarımla konsere gitmeme izin verdin, ne şehir dışına çıkmama ne de kendim olmama. Hiçbir zaman. Yeri geldi siyasi görüşüme karıştın, yeri geldi okuduğum gazetelere kızdın. Kıyafetime, eve geliş saatime, her şeyime. Ben seni hep kabullendim. Çünkü hastalandığımda beni acile götüren sendin. Babam gittiğinde evini açan sendin. Herkese karşı beni koruyacak tek insan, sendin.

Ama ben büyüdüm ağabey. Anla artık. Yurtdışına çıkmak, bazen arkadaşlarımda kalmak, geç saatlere dek çalışmak hakkım. Kendim olmak en büyük hakkım. Bu kapıdan çıkarsam -ki çıkmayı hiç istemiyorum-  dönmem ağabey, dönmem. Kendi ayaklarımın üstünde durmayı öğreneli çok oldu. Pek çok işte çalıştım, çok fazla deneyimim oldu. İnsanların gurur duyduğu, parmakla gösterdikleri biri oldum. Sen bunları da hiç görmedin ağabey.

Ben artık büyüdüm. Beni bırak ağabey, ben kendim olmak istiyorum. Artık kendi kararlarımı alacak yaştayım. İzin istediğimde vermediğin için her şeyi gizli gizli başardım. Denize gitmemize izin vermedin ya ağabey seni dinlemedim.  Denize aşıktım ve yüzmek istiyordum,  kursa yazıldım yüzmeyi öğrendim ve arkadaşımla denizde yüzdüm. O günkü heyecanımı görmeliydin, o kadar mutluydum ki.  Ama beni görsen herhalde bacaklarımı kırardın.  Denizde yüzmek çok güzelmiş ağabey. İyi ki seni dinlemedim.

Üniversiteye başladığımda güneş batar batmaz evde ol demiştin. Çok kızdın bu kuralını çok ihlal ettiğimde. Ama kabullendin.  Ağabey, akşam saatleri, serin havada arkadaşlarımla oturup şiir okuyorum o kadar güzel ki. Sen şiir de sevmiyorsun ağabey. Ben ise okulda şiir topluluğu oluşturdum. Sahnelerde şiir okuyoruz ağabey.

İşe gitmediğim günlerde de engellilerleyim. Onlar için sürekli çalışıyorum ama sen bunu da bilmiyorsun ağabey. Sana göre iyi bir üniversitede ama başarısız bir mühendislik öğrencisiyim. Ben öyle değilim ağabey. Ben kendi olmak için savaşmak zorunda kalan biriyim.

Ben büyüdüm kabul et bunu. Beni evden ayrılmak için evlenmek zorunda bırakma. Bu beni saçma seçeneklere yönlendirir. Ben evlilik düşünmek istemiyorum. Yapacak çok işim var. Zaten bu kadar çabamı görmüyor olman beni çileden çıkartıyor. Ama sana hiçbir zaman kırıcı bir söz söylemedim. Seni hep sevdim, ne olursa olsun sevmeye de devam edeceğimi biliyorum.

Elalem ne der demekten kardeşim ne hisseder demeyi hep unuttun. Defalarca kırdın beni ama sen büyüksün, ben hikayemizdeki tavşanım, sana küssem ne fark eder? Beni sev demiyorum ağabey. Sadece bana saygı duy. Bir birey olduğum için. Yaşadığım kendim için. Ben olduğum için saygı duy. Başka hiçbir şey istemiyorum.

Çocuklarını çok seviyorsun ya hani beni öyle sevemezsin biliyorum, onlara sevgini gösterdiğin gibi bana gösteremezsin biliyorum. Artık yaşım büyüdü sevilmek gibi bir kaygım yok. Ama adam yerine konulmak gibi bir kaygım var. Sırf kadınım diye, sana öğretilen anlamsız değerlerin peşinde kendin gibi bizi de sürüklüyorsun.

Sana bunları yazmaya niyetim yoktu. Ama o kadar  yoruldum ki. En ufak şeyde bana bu kadar yüklenmenden. Beni çoğu zaman görmezden gelmenden. Bana güvenmemenin sebebi sana hep dürüst olmam. Ne düşünüyorsam tavrım da her zaman net oldu. Bu sana asi bir tavır olarak yansıdı çünkü diğerleri gibi önünde boynumu eğmedim. Tamam ağabey, deyip susmadım. Hayatım boyunca her yerde bu böyle oldu. Okulda, sokakta, arkadaş ortamında nerede olursa olsun hakkım olanı hep savundum. Ben bir şey kaybetmedim ağabey. Çünkü vicdanım rahat, çünkü kendim olarak yaptım tüm bunları. Benden olmamı istediğin kişi olarak değil.

Seni seviyorum ağabey. Ömrümün sonuna kadar da seveceğim. Ama ağabey denizde yüzmek çok güzel.

Hamuş Melike

Melike Kılıç

İZDİHAM