4 Mart 2016

Mazlum Mengüç, Memur maaşıyla uzay mekiği alacağım

ile izdiham

Beni hiç ses gelmeyen evlerde balo olduğuna inandırmaya çalışıyorlar.
Babası fakir olanların hep fakir öleceğine falan.
Bak diyorlar,
Bir yolu en çok koşarak unutabilirsin…
Uçağın anne terliği gibi bir şey olduğuna o zamanlar iman ettim.
Çok sonradan yine onlardan duymuştum
genç yaşta ölmenin bir alim geleneği olduğunu .
En erbabı en fazla 23’ünde, güneşi eliyle sevebiliyormuş.
Gönlü bir sebepten kuvarslaşmış, ama unuttum diyor sorunca.
– Bana kalırsa bu şiiri okumayı burada bırakmalıyız -Beni, bir yangını suyla söndürebileceğime inandırmaya çalışıyorlar.
O zamanlar mezar bekçilerini anlamazdım.
Kıs kıs gülüşmeye başlıyorlar, tulumbacı sipariş edince ben.
Erbab dile gelip ” sen şimdi unuttuğuna da inanıyorsundur ” deyince
Pazarda annesini kaybeden çocuk gibi
Parmak uçlarıma kadar yuktundum.
İnandım, varmış. son dileğin ne diye soran cellatlar.
İnandım, insan en çok unuttuğunu söyleyebilirmiş ancak.
İnandım, bir yangını ancak kundaklayan söndürebilirmiş.
Beni, senin de bir gün gideceğine inandırmaya çalışıyorlar.
Bir memur maaşıyla uzay mekiği yapma hissine kapılıyorum.
gündüz gözüyle cinayet işleniyor burada
düpedüz İman kaktırılacak yerlerimden şirk devşiriyorlar.
Can havli,son kez dile gelmeyi denedim. hatta düşmeyi.
Oysa İnsan tek başınayken sesli harfler satın alamıyormuş.
Anladım.
Başka çarem yok demişti ya königsbergli.
Ali de öldüğüne göre,
Evet, evet.
Bu bir toplanın gidiyoruz şiiridir.

Son cümlesi ; ”inanmaktan başka çaren yok” olana.
Son cümlemiz; inanmaktan başka çaremiz yok.
demekten başka çaremiz yokmuş.

Mazlum Mengüç
İZDİHAM