9 Aralık 2016

Kurt Vonnegut Kılıbık mıydı?

ile izdihamdergi

Kurt Vonnegut ve 16 aydır evli olduğu eşi Jane ile 26 Ocak 1947’den itibaren geçerli olan bir sözleşme yapmış.
Sözleşme, Dan Wakefield editörlüğündeki Kurt Vonnegut: Letters kitabında yer almakta.

İşte Vonnegut ve eşinin sözleşmesi:

“Ben, Kurt Vonnegut, aşağıdaki taahhüt listesine sadık kalacağıma yemin ederim:
  1. Karımla yaptığımız anlaşmaya göre, karım bundan sonra dırdır etmeyecek, sözümü kesmeyecek, çalışırken beni rahatsız etmeyecek, ben de buna karşılık haftada bir kez kendi seçtiğim bir gün ve saatte mutfağın ve banyonun zeminini temizleyeceğime dair söz veriyorum. Sadece bu değil, ayrıca işimi temiz ve eksiksiz yapacağım, küvetin altını, tuvaletin arkasını, lavabonun altını, buzdolabının altını, köşeleri, yerinden kaldırabileceğim eşyaların altını güzelce temizleyeceğim, baştan savma bir iş yapmayacağım. Ayrıca işimi yaparken, ‘kahretsin, orospu çocuğu’ gibi sinir bozucu küfürler içeren bir dilden uzak duracağım. Eğer bu maddeye uymazsam, karım dırdır etmede, sözümü kesmede, ne kadar yoğun olursam olayım temizlik bitene kadar beni rahatsız etmede özgür olacak.
  2. Ayrıca aşağıdaki ufak hoşlukları yerine getireceğime dair söz veriyorum:
  • Giymediğim kıyafetlerimi ve ayakkabılarımı dolaba koyacağım.
  • Asla kirli ayaklarla evde gezinmeyeceğim, çöp atmaya çıktığımda terliklerimi giyeceğim, ayağımı paspasa silmeyeceğim.
  • Kullanılmış dosya, boş sigara paketi, gömlek yakasına geçirilen karton parçaları gibi şeyleri yerde ya da sandalyede bırakmayacağım, çöp kutusuna atacağım.
  • Traş olduktan sonra, traş takımımı ecza dolabına koyacağım.
  • Eğer banyo yaptıktan sonra küvette bir tıkanıklığa sebep olursam, onu fırça ve temizlik maddesiyle açacağım, el beziyle değil!
  • Anlaşmaya göre, karım çamaşırları toplayıp çamaşır sepetine atınca ve sepetten çamaşırları alıp koridorda görünen bir yere koyunca, bahsi geçen çamaşırları koyulmalarının üzerinden üç gün geçmeden çamaşırhaneye götüreceğim; götürdükten sonra iki hafta içinde de geri alacağım.
  • Sigara içerken kül tablası kullanacağım, kül tablasını kitap kümeleri, sandalye kolu ve dizim gibi eğimli, kırışık, düşebileceği bir yere koymayacağım.
  • Sigaramı ve küllerini karımın çok sevdiği ve 1945 noeli için aldığı kırmızı deriden yapılan çöp kutusuna atmayacağım. Böylece bahsi geçen çöp kutusunun güzelliğine zarar vermeyeceğim.
  • Karım benden bir şey isterse ve bu isteği bir erkeğin yapabileceği bir şeyse (karım hamileyken) isteğini takip eden üç gün içinde yerine getireceğim. Öyle ki karım teşekkür etmek dışında konuyla ilgili hiçbir hatırlatmaya gerek duymayacak. Eğer üç gün içinde isteğini yerine getirmeyi başaramazsam karım dırdır etmede, sözümü kesmede ve beni rahatsız etmede sonuna kadar haklı olacak.
  • Yukarıdaki maddedeki üç günlük süre limiti bir istisnayla aşılabilir: çöpleri dışarı çıkarmada -ki herhangi bir aptalın da bilebileceği gibi bu iş için üç gün beklememek daha iyidir; çöpleri karım söyledikten sonraki üç saat içinde atacağım. Tabii karım söylemeden çöpleri görmem ve kendi isteğimle dışarı atmam daha iyi olacak.
  • Eğer bu kuralları mantıksız ya da özgürlüğümü kısıtlayıcı bulursam onları değiştirmek için nazikçe tartışmalar yapabilecek, yeni teklifler sunabileceğim.
  • Bu sözleşme çocuğumuz doğana kadar geçecek süre boyunca, eşim doğumdan sonra eski gücüne kavuşup zor meşgalelerini yeniden yapacak gücü bulana kadar geçerlidir.

Kaynak: Harper’s Magazine
Çeviri: Barış Berhem Acar – edebiyathaber.netİZDİHAM