13 Mart 2016

Hece Dergisi 207. sayısından Fatma Şengil Süzer mısralar seçti

ile izdiham

Hece Dergisi 207. sayısından Fatma Şengil Süzer mısralar seçti

Fatma Şengil Süzer, O mısralar var ya. 

 

 

Bana sor ne oldu, bir şey bilecek halde değilken

Anlatılmayan oldu, uçukla

Biletler alınmıştı, fırtına koptu bir uçukla başladı fırtına

Tuzdan bir duvara yaslanıp bronşlarıma baktım

Taşın demirin toprağın yaprağın tozunu kusan akciğerlerimin rağmına

Lâ-yüs’el benim ama bana sor

 

Hayriye Ünal

(Hece, 207)

 

 

 

 

kelebeklerden başka var mı

kalbimizi manşetten verecek gazete?

Bunca pırlanta masal dururken

bacalar hiç şehre bizi kolye takar mı?

…..

 

bütün kopuk düğmeler, bütün dikenlerde

ikimizden başka geride yok atı lâl

kirazlar aşkına vuruşan şövalye!

 

Mustafa Muharrem

(Hece, 207)

 

 

 

 

Bu göğü burda herkes tanır, altında birbirimize çok kıydık

İçi boş hurma kütükleri gibi ne güzel çoğaldık topraktan

 

Pahalıya mal oldu, kılıç kınını kesmez, diyenlere kanmamız

Şeytanın yongası çıkıyor hep Kabil’in etine gömdüğü bıçaktan

 

Ali Emre

(Hece, 207)

 

 

 

 

solumdan geçiyordu aslan

iz süreyim dedim üzüldüm kaldım

üzülmek dedi: iz süren âşığın sinesine

zamanın geçirdiği pençe.

 

Yahya Kurtkaya

(Hece, 207)

 

 

 

 

Sizin o dik duruşlarınıza karşı dik bakışlarınız

Yok muydu?

Ârafından, baygınlıktan, affedersiniz

Halkalarından sürekli serçeler saçan

El edip de çıksın bir kere

O kindar kılıç

 

Şenol Korkut

(Hece, 207)

 

 

 

 

Evini ve vakitleri unutan çocuklar

Bahçesinde büyürken üzgünlüğün

Sordum kendime zerdali, nasıl bir ağaç

Ak/Şam neden karanlık bir şehir…

 

İbrahim Gökburun

(Hece, 207)

 

 

 

 

niye acıtıyordu, akciğerinde ne vardı

duman değil, is değil ne vardı

saatler geçmişti sanki üzerinden

soğudu çocuk, ben çalıştım

ofis adında bir yerde yaşamanın zorluğuna inat

o çocuğa-

kahvaltısında acı vardı

 

Ertuğrul Rast

(Hece, 207)

 

 

 

 

İkimizden biri, apayrı kederleri, eprimiş biraz bende

Çünkü şimdi öldürerek dalgalanacak, işte

Saçlarını ikiye ayırıyor

Bütünkelimeleribitiştirmekistiyorum

2008’de ölmedim çünkü imansız-

Binip arabalarına uzaklaşıyor, çünkü yamalıbilge

Bana kâfidir 128 kez dikili tevbe

 

Nergihan Yeşilyurt

(Hece, 207)

 

 

 

 

sonra biz

seninle oraya hiç gitmedik

hiç sormadık kaç ezan geçti diye annelere

oğulların sesleri üstünden

kış oldu eğilip de toprağın kulağına

hiç dil dökmedik iyi sar emi üşümesinler diye

o geceden sonra biz

kalbimiz değil ama dilimiz kurumuştu muhakkak

biz seninle bunları hiç konuşmadık

 

Dilek Kartal

(Hece, 207)

 

 

 

 

ben eşiği atladım

dilim çözüldü, bağım bozuldu

sürçen kelimelerle birer birer öldürüldü

-öğrenciler ellerinde kalın sayfalı defterlerle

sınır dışı edilirken-

mısralar!

 

yine de söylüyorum

/hiç neşesiz değildi hayat

 

Hasan Hüseyin Çağıran

(Hece, 207)

 

 

 

 

Kuşların cıvıltısına saklıyorum tüm hayretimi

Telaşım bulaşıp da dağılınca gamzelerine

Şen bir bahçeye dönüşecek varlığın

Kuşların ağzında gül sesleri

 

Enes Talha Tüfekçi

(Hece, 207)

 

 

 

 

İlikle gömleğinin küskün yakalarını

Ki hep bir umursamazlık gibi gelecek bana

Yanağına iğne batırılmış o suçlu resimler

 

İlhan Kayhan

(Hece, 207)

 

 

 

 

Parmaklarının ucunda yürüyerek dolandır beni dünya

akşam ezanından önce eve dönmeliyim

burada kişisel gelişim zırvalarını sevmezler

bir sigara verir misin?

 

Enes Kılıç

(Hece, 207)

 

 

 

 

 

 

 

 

Fatma Şengil Süzer hazırladı. Kendisine teşekkür ediyoruz. Yine yeniden. Dergiler kendisiyle irtibata geçtikleri takdirde onların da tanıtımları İzdiham’da tanıtılacaktır. 

İZDİHAM