10 Mart 2016

Halit Ayarcı, Şiir Kritikleri 6

ile izdihamdergi

BİR ADI GÜZEL

Çöp kamyonları gürültüyle ve kimseyi rahatsız etmeden dolaşıyor

Sokaklar loş ışık altında, lambaların mesaisi bitmek üzere

Samsun 4.55 treni homurdanmaya çoktan başladı

Yahya Kemal görse, bu istasyonu da severdi

Kurtboğan’ı o da bilirdi muhakkak, bir de burada görmeliydi

Köprüden geçiyoruz; geçilen ATM’lerin pek önemi yok, paramız yok çünkü

Ayaklarımız sola dönmeli, bir adı güzel sağ tarafta, alıkoyamıyoruz ayaklarımızı

Bakmakla geçiştirdik, Strabon belki de buralı değildir

Belki de bu saatte içilmez diyordur

Şehzadeler nehir kenarına dizilmiş, hepsinin alnından öperek geçiyorum

Akşemseddin buralarda bir yerlerde olmalı, Mehmet yalnız duruyor

Ve sola dönmemizin sebebi İmaret…

Güzel adamların sesi sinmiş iyice etrafa

Bu bahçe bu saatlerde gezilmek için yapılmış gibi.

Mihri Hatun buralarda bir yerlerde olmalı mutlaka

Abdurrahman Çelebi’ye hala doymamış, ayak seslerini bilenler duyar

“Açelya” diyen bir şair buralarda geziniyor

Ferhat’la Şirin’i içeri almak istemezdim

Onlara da bir yer bulunur diye düşündüm

Zaten çoğu yalnızca adlarını biliyor

Şirvanlı dediğimizde akla türbe geliyor nedense

Kim biliyor bir şairin içeride uzandığını?

Tekrar başa dönüyoruz Rahmi Abi kısık seste

Farkına varmadan doksan dokuzdan yüz oluyor

Bir ara kalede hissediyoruz kendimizi, güzel ışıklar var karşıda

Harşena üzerinde  II. Kılıçarslan’ın akınlarına uğrar gibiyiz

Ve güneş dağlar arasından süzülüyor yine

Kuş sesleri birbirine karışıyor, şehirlerde böyle şeylere alışık değiliz

Belki de bu şehrin şairleri ölünce kuş oluyor

Her güne şairlerin sesleriyle doğuyoruz, kim olmaz diyebilir.

Şimdi yakın bir yerlerde bir anne semaveri tutuşluyor

Çay demlenmek üzere, kokusu burnumuzda

Adını saymadığımız birçok kuş beklerken kalemimizi

Bitirmek gerekli diye düşünüyorum

Bir adı güzelden söz açmıştık

Ey güzel kuşlar bu sabah adı güzelin penceresinde ötün!

Ömer Karpuzoğlu


 

Sn. Ömer Karpuzoğlu

Dileyelim ki şiir tarihimizde bir şehri anlatan şiirler arasında sizin şiiriniz de yer alsın bundan böyle. Amasya’ya yaptığınız seyahatten etkilenmiş olacaksınız ki bir şiir çıkarmayı başarmışsınız. Şiir çok miktarda, kentin barındırdığı, tarihi figürlere ve mimari yapılara atıf barındırıyor. Diğer yandan şiirde kullandığınız kavramlar ve göndermeler şiirinizi zenginleştirmiş.

Şiiri belgesel olmaktan çıkaran en önemli tema ise şiire adını da veren “Bir adı güzel”.  Şiirin başlarında beliren bu gizemli varlık şiir biterken çok estetik bir biçimde yeniden görünüyor.

“Yahya Kemal görse, bu istasyonu da severdi” dizeniz şiire tarihsel bir süreklilik ve lirizm katıyor. “Güzel adamların sesi sinmiş iyice etrafa” dizesi ses ile güzellik arasındaki ilişkiyi insan ve mekan arasındaki bağa yeniden çekiyor. Şiirin en güçlü dizeleri “Belki de bu şehrin şairleri ölünce kuş oluyor/Her güne şairlerin sesleriyle doğuyoruz, kim olmaz diyebilir” ile şiirin sonlarında kendini gösteriyor. Kapanış ise şiirin iç ahengi, zerafeti ve dinginliği ile uyumlu bir bitiş sunuyor: “Ey güzel kuşlar bu sabah adı güzelin penceresinde ötün!”.

Belli bir mekanı anlatan şiirlerin fazla somut ve sınırlı kavramlardan oluşma riskine rağmen şiiriniz öznel duyumsama ve gözlemlerden damıttığı imgelemi doğru bir kurgu ve akış içinde sunduğundan oldukça etkili bir bütünlük arz ediyor.

Halit Ayarcı

İZDİHAM