10 Mart 2016

Halit Ayarcı, Şiir Kritikleri 4

ile izdihamdergi

SON

Alıp başını git Mustafa,

– nereye?

İnsan, ait olduğu yere

kalbine dönmeli, demeliydi babam,

demedi.

Bu şehri terk et Mustafa,

– Nasıl?

Ellerini ve gözlerini,

kalbinin gizli mahzenlerinde sakladığın,

kömür gözlü kızın al yazmasını uçurtma yaparak ruhuna,

ruhunu,

cennetin saklı köşelerine salarak,

gitmeyi düşlemeliydin bir sabah.

– düşlemedin –

Bu gece öl Mustafa

– …

Çok sesli bir ölümdür düşlediğimiz

ki gökdelenleri bunun için inşa ederiz,

gökdelenlerin tepesinden,

meydanın orta yerine düşmek fiyakalı ölüm sebebidir.

Ahmet Melih Karauğuz


 

Sn. Ahmet Melih Karauğuz

Kadim bir tema olan ölümü konu eden şiirniz yapı özelliği açısından başarılı duruyor. Kendinizle gerçekleştirdiğiniz iç konuşmalar şiire hareket getirmesi açısından olumlu. Ancak şiirde kiçler (Kitsch) ve klişeler çok fazla yer tutuyor. “çok sesli bir ölüm”, “gizli mahzenler”, “fiyakalı ölüm” gibi betimlemeleriniz bu açıdan zayıf duruyor.

Kalbe dönemk teması’nın baba tarafındna öğütlenmeyişi değişil bir çocukluk-ergenlik  kritiği getiriyor. Bununla birlikte “kömür gözlü kızın al yazmasını uçurtma yaparak ruhuna,” tanımlaması başarılı duruyor. Son bölüme kadar ideal olarak tasarlanan bir hayatın yaşanamayışının sonlanması arzusunun haklılığı seslendiriliyor.

Son bölüm ise ölümün şekli konusunda zorunlu bir seçenek sunuyor. Gökdelenlerin ölüm için varolduğu yönündeki anlamın özgünlüğü oradan düşüp gerçekleştirilecek ölümün fiyakası üzerine oturduğunda zayıflıyor. Son ismi şiir için başarılı, ölümün işleniş biçimi de bir yere kadar seviyeyi koruyır. Ancak şiirde kullanılan kalıplar ve tercih hataları sebebi ile şiir başlangıç etkisinden uzak bir sonla bitiyor.

Halit Ayarcı

İZDİHAM