3 Mart 2016

Halil Cibran, Kum Ve Köpük Kitabından Seçtik

ile izdiham

Anma bir buluşma şeklidir. Unutkanlık ise özgürlük.
Biz zamanı sayısız güneşlerin hareketine göre ölçeriz; ama onlar ceplerindeki küçücük aletlerle.
Hadi söyleyin bakayım bana, biz nasıl olur da aynı yerde, aynı zamanda buluşabiliriz?
Samanyolu’nun pencerelerinden bakan biri için uzay güneşle dünya arasından ibaret değildir.
İnsanlık, daha önceki sonsuzluktan sonsuzluğa doğru akan bir ışık ırmağıdır.
Göğün yukarılarında oturan ruhlar insanın çektiği acıyı kıskanmazlar mı?

***

Ey Tanrım, tavşanı bana av yapmadan önce beni aslanlara av yap.
Kişi gecenin yolunda yürümeden gün doğumuna eremez.

***

Yedi kere ruhumdan nefret ettim:
İlk keresinde, yükseğe ulaşabilir mi acaba diye onun boyun kırdığını gördüm.
İkinci keresinde onu sakatların önünde topallarken gördüm.
Üçüncü keresinde zorla kolay arasında tercih yapması istendiğinde, kolayı seçti.
Dördüncü keresinde, bir yanlış yaptı ve başkaları da aynı yanlışı yapıyorlar diye kendini teselli etti.
Beşinci keresinde, zayıflıktan kaçınarak, sabrını güçlülüğe atfetti.
Altıncı keresinde, çirkin bir yüzü hor görerek, aşağıladı, onun kendi maskelerinden biri olduğunun farkında olmadan.
Ve yedinci keresinde de, Tanrı’ya bir şükür şarkısı söyledi ve bunu bir üstünlük zannetti.

***

Bir insanın gerçeği, sana açıldığı kadar değil, içinde sakladığı, sana açılamadığı kadardır.
Bu yüzden, onu anlayacaksan ne söylediğine değil, ne söylemediğine kulak vermeye çalış.
Söylediklerimin yarısı anlamsız; ama bunları diğer yarısı sana ulaşsın diye söylüyorum.

***

Bir kadın yüzünü gülücüğüyle saklayabilir.
Neşeli yüreklerle birlikte neşeli şarkılar söyleyebilen hüzünlü bir yürek ne asildir!
Bir kadını anlayabilecek veya bir dahiyi açıklayabilecek veya bilimin gizini çözümleyebilecek biri işte o kişidir, güzel bir düşten uyanıp, bir kahvaltı sofrasına oturan.

Halil Cibran
İZDİHAM