3 Ekim 2017

Güray Süngü, Olumsuzlama

ile izdiham

Olumsuzlama kavramsal olarak turnaların şehri terk ettiği yıl olan ve yani yaprakların sararmayı terk ettiği yıl olan ve yani gidenin gelmez olduğu yıl olan ve yani insanın kendinden gittiği yıl olan o yıl, ensiz ve güdük bir adamın yarasız beresiz omzunu öperek insanlığa hediye ettiği bir üttürüktür. Üttürük, üttürülmüş olandır. Kim üttürür; üttürmekten başka meziyeti olmayan üttürür. Üttürük, üttürmekle alakalıdır, dolayısıyla ütmek kelimesinden gelmez. Ütmek, ütülmek, vardır bunlar, üttürük tıpkı fiilinin kastı gibi olmayanın varmışlamasıdır. Varmışlama mış gibi yapmanın moderncesidir. Modernce, unutmanın estetiğe bulanmış halinin görünüşünden hareketle tanımını ifade eder. İfade etmek küfür etmekten iyidir, ama bilmezler. Yapmak yıkmaktan iyidir ama bilmezler. Olmak, olmamışlığı ifadeden iyidir, ama bilmezler. Olmamışlığı ifade olmuşluğa delildir zannederler ama bilmezler ki, olmaya meyledenler bunu yemezler. Onlar yalnızlık ve sabır yerler. Yalnızlık ve sabır yiyenler dünyaya hakikat penceresinden bakarlar. Dünyaya hakikat penceresinden bakanlar, renge kanmazlar. Renge kanmayandan korkulmaz.

Yarasız beresiz omza sahip olmak, yine de bu omzu öperek dünyaya ulu sözler mırıldanmak bir şair hareketidir, çünkü şairler her vadide şaşkın şaşkın dolaşır ve yapamayacağı sözleri söyler dururlar. (Elbette ki iyiler, iyilik yapanlar ve birbirlerine hakkı tavsiye edenler müstesna) Yapamayacağı sözleri söyleyip duranlar aynı zamanda omuzlarına da yara bere vehmetmek durumundadırlar çünkü deseler ki dinleyin beni, bilirler ki kimse dinlemez onları. Bu sebeple derler ki, omzum yara içinde, çok uğraştım, çok çalıştım, ben bir taneyim, hepiniz kötüsünüz ben iyiyim. (omzu yara içinde olmak hakiki bir şair sözüdür; demiştir ki hakiki şair; omzun çürümelidir bin demir kapıyla hesaplaşmaktan) Kötüsünüzleme, varmışlama türdeşliğini haiz bir fiilden dinamit yapma ekine muhatap kavramdır. Dile asit, çeneye diken, söze kanserdir. Ama yapanı inşa etme kuvvetine sahip olduğuna inanılır. Misal bir şairin şiir yazmasına, bir romancının roman yazmasına, bir hikayecinin hikaye anlatmasına, bir şarkıcının şarkı söylemesine, bir dürümcünün dürüm yapmasına gerek yoktur. Diğerlerini kötülemesi, ondaki cevhere dair bir işarettir, buna inanılır. Referansın kuvveti gereği, tartışılmaz bir iyiyi de nadirattan da olsa işaret kötüsünüzlemenin gereğidir. Çünkü, iyiyi bilen kötüyü tesbitte mahirdir. Ancak herkesin iyisini bilmek dehaya değil, fikri hırsızlığa ve çakallığa işaret eder. Çünkü aslanlar avlar, çakallar yerler. Ama bunu olmak peşinde olanlar yemezler. Onlar yalnızlık ve sabır yerler. Yalnızlık ve sabır yiyenler dünyayı avuçlarında taşırlar. Dünyayı avuçlarında taşıyanlar bir düşküne el vermek için ellerindeki dünyayı bırakırlar. Dünyayı elinden bırakandan korkulmaz.

Olumsuzlama her oluşa muhalefetle var olur. Her oluşa muhalefetle var olan gibi var olma zannıyla sarhoş olur, her sarhoş olan gibi yalpalaya yalpalaya yürür, her yalpalaya yalpalaya yürüyen gibi kendini dehanın sersemletici etkisine muhatap sanır, her kendini dehanın sersemleticine etkisine muhatap sanan gibi kendini kendiyle zehirler.

Olumsuzlama olumsuzun benlik inşasının ilk ve son adımıdır. Kendini, olumsuzlama ile inşa edenin iflah olma şansı yoktur. Çünkü iflah, olma içerir, olumsuzlama olma içermez, olmama içerir. Kim ne içerirse ona dönüşür. Beğenmeyen beğenilir belki ama beğenilmeyi hakkeden olmaz, olumsuzlama içeren alkışlanır belki ama olan olmaz. Çünkü olan olur ama olmayan olmaz. Olmadan da ölünür ama olmadan olunmaz. Nihayet hayata gözle bakmak yetmez, gözünü nura açman gerekir. Gözle değil nurla bakan inşa eder, baktığı yarımı bile tam eder, eksiği değil, ekleneceği görür, ekleneceği gören, eksiği değil, ekleneceği söyler, onu dinleyen öfkeye değil, umuda duçar olur, umuda duçar olan elini uzatır. Elini uzatana el verilir. El vermek, hem el vereni, hem el verileni oldurur. Öldürmeyen Allah öldürmez, oldurmayan Allah oldurmaz, öldüren de olduran da Allah’a hamd olsun.

 

 

 

Güray Süngü

İZDİHAM