11 Ekim 2018

Gazâlî’nin Sosyal Adaleti

ile izdiham

Elimizdeki eserde Sabri Orman, Gazâlî’nin genel olarak adalet ve özel olarak sosyal adalet konularına ilişkin düşüncelerini sergileyip tahlil ediyor ve değerlendiriyor. Orman, çalışmanın teorik zemini için sosyal adalet ve ilgili bazı kavramları teşrih ederek Gazâlî’nin eserlerinde adalet ve sosyal adalete ilişkin ipuçlarının izini sürüyor.

Sanayi devrimi sonrası süreçte ortaya çıkan ve tartışılmaya başlanan sosyal adalet kavramının varoluşsal bir mesele olarak geçmişi, kuşkusuz insanlık tarihinin başlangıcına değin uzanır. İlk kullanımı 1840’lı yıllara rastlayan “sosyal adalet” kavramıyla ilgili teorik ve pratik çalışmaların yoğunluk kazanması ise yaklaşık yarım asır sonrasında gerçekleşir. Bu dönemde pek çok filozof, teolog, hukukçu, ahlakçı, politikacı ve düşünürü içeren bir zümrenin araştırmalarının merkezinde yer alan bir konu olur. İnsanlık tarihinin başlangıcından itibaren farklı dinî gelenek ve kültürlerin farklı açılardan meseleye yaklaştıklarını da söylemek mümkündür. Aynı şekilde, klasikten modern döneme Müslüman düşünürlerinin kahir ekseriyeti bir şekilde ilgilerini adalet ve sosyal adalet meselelerine yöneltmiştir.

On bir ve on ikinci yüzyıllarda yaşamış olan ünlü İslam düşünürü Ebu Hamid Gazâlî’nin eserleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde de adalet ve sosyal adalete ilişkin önemli bulguların olduğunu söylemek mümkün. Geçmişten bugüne İslam dünyasında birçok âlim ve yazarın üzerinde ve bir dönem Batı’da bazı ilim adamlarının üzerinde oldukça güçlü bir etkiye sahip olan Gazâlî’nin, kendi fikrî gelişiminde siyasi ve sosyal adalet üzerine düşünmesinin önemli bir rol oynadığını söylemek mümkündür. Zira Gazâlî’nin devlet kuramının temelini oluşturan kavramlardan biri de sosyal adalettir. Yaklaşık 40 yılı aşkın süredir Gazâlî ile ilgili çalışmalar yapan Sabri Orman’ın Gazâlî, Adalet ve Sosyal Adalet başlıklı kitabı, bu alanda yapılmış nadir çalışmalardan biri.

İPUÇLARININ İZİNİ SÜRÜYOR

Sabri Orman bu çalışmasında, Gazâlî’nin genel olarak adalet ve özel olarak sosyal adalet konularına ilişkin düşüncelerini sergileyip tahlil ediyor ve değerlendiriyor. Çalışmanın teorik zemini için sosyal adalet ve ilgili bazı kavramları teşrih ederek Gazâlî’nin eserlerinde adalet ve sosyal adalete ilişkin ipuçlarının izini süren Orman, el-Basît, el-Vasît, el-Vecîz, el-Hulâsa gibi fıkıh ve el-Menhûl, Şifâu’l-Ğalîl ve el-Mustasfâ gibi usûl-i fıkıh eserlerinde adalet ve sosyal adalete ilişkin bir başlığın olmamasını şaşırtıcı buluyor. Buna karşın, İhyâu Ulûmi’d-Dîn, Cevâhiru’l-Kur’ân, el-Maksadu’l-Esnâ fî Esmâillahi’l Husnâ, el-İktisâd fi’l-İtikâd, Fedâ’ihu’l-Bâtiniyye, Tibr ve Nasîhat gibi eserlerinde ise sosyal adalete ilişkin bahislere ulaşmanın mümkün olduğunu ve çalışmanın referanslarını da bu eserlerin oluşturacağını belirtiyor.

SABRİ ORMAN GAZALİ ile ilgili görsel sonucu

Gazâlî’nin adalet tanımını verirken dönemin ıstılah lügatlerindeki adalet tanımlarına da değinen Orman, aynı zamanda mukayeseli bir inceleme yapıyor ve Râğib el-İsfahânî, Cürcânî, Ebu’l Bekâ ve Tahânevî gibi yazarların adalet tanımlarının Gazâlî’nin tanımlarıyla örtüştüğünü ve belki de bir etkilenmenin olabileceğini ileri sürüyor. Adalete, İhyâ’ya referansla, “her hak sahibine hakkının verilmesi” olarak karşılığını veren Gazâlî’nin birçok eserinde adaleti zıt anlamlısı olan zulümden hareketle ve “zulümden kaçınmak” ve “başkasına zarar vermemek” şeklinde tanımladığını belirtiyor. Bu şekilde çeşitli adalet tanımlarını veren Orman, tasnif ve bir kavramsal harita çizme denemesine girişiyor. Ve Gazâlî’nin eserlerinden yola çıkarak ilahi adalet ve beşeri adalet ayrımına gidiyor. Beşeri adaletin de kendi içinde ikiye ayrıldığını ve bunların da ferdî adalet ve sosyal adalet olduğunu ifade ederek sosyal adalet kavramını haritasında konumlandırıyor. Bu kavramsal harita denemesine göre sosyal adaletin başlıca üç öznesi bulunuyor: fert, toplum ve devlet.

YAKLAŞIMLARIN İNCELENMESİ

Kitapta, sosyal adaletin başlıca öznelerinden hareketle Gazâlî’nin sosyal adalet düşüncesi sosyalin önceliği veya öncelenmesi, fert ve adalet, toplum ve adalet, devlet ve adalet gibi konularla açımlanıyor. Gazâlî’nin sosyal adalet düşüncesinin sosyal olana öncelik veren yönü detaylı bir şekilde anlatılıyor ve kitabın bu bölümü kitabın en özgün yönünü oluşturuyor. Sosyalin önceliği veya öncelenmesini, Arap gramerinin fiillerine atıfla inceliyor. Kısaca ahlaki değerler sisteminde geçişsiz olanlara kıyasla geçişli faziletlerin daha makbul; geçişli reziletlerin ise yine geçişsiz olanlara kıyasla daha menfur görülmesi şeklinde ifade ediyor ve bunu sosyal adaletle ilişkilendiriyor.

Bu kitabın ikinci özgün yönünü ise Gazâlî’nin farz-ı kifaye yaklaşımı ile Mesâlih ve Makâsidu’ş-Şeria yaklaşımlarının incelenmesi oluşturuyor. Gazâlî, farz-ı kifaye mefhumunun anlam alanını, bir toplum için hayati öneme sahip her şeyi kapsayacak şekilde genişletiyor ve buna gerekçe olarak da dünya işlerinin nizam ve intizamının bu tür işlere, iyi bir dini hayatın da dünya işlerine bağlı olmasını gösteriyor. Makâsidu’ş-Şeria yaklaşımına göre ise maslahatların zarûrât, hâcât ve tahsînât veya tezyinât şeklinde üçe ayrıldığını; dinin, hayatın, aklın, neslin ve mal-mülkün korunması şeklindeki hukukun beş temel esasının zarûrât olduğunu vurguluyor. Orman, kitabın sonuç bölümünde ise İslam’ın adalet ve sosyal adalete ilişkin tavrı konusunda Gazâlî perspektifinden bir genelleme girişiminde bulunuyor.

Batı’da nispeten bilinmeyen ya da görmezden gelinen bu Ortaçağ Müslüman düşünürünün fikirleri, günümüzde gelir dağılımında adaletin sağlanması, yoksulluğun önlenmesi, sosyal refahın artması, adil bölüşüm ve sosyal adalete dayalı yeni bir dünya düzenini oluşturmaya yardımcı olacak ve yol gösterecektir. Sabri Orman, bu özgün eseriyle yirmi birinci yüzyılda sosyal adaleti yeniden inşa etmek için Gazâlî’ye dönülmesi gerektiğini işaret ediyor ve yeni bir iktisadi tasavvurun oluşturulması için teorik/kavramsal bir teklif sunuyor.

İskender Gümüş, Kaynak: Yeni Şafak Kitap

İZDİHAM