1 Mart 2016

Füruzan Diye Bir Öykü Kitabını Yunus Meşe Değerlendirdi

ile izdihamdergi

Türkçe öykünün Türk edebiyatındaki yeri, öykücünün bahtsızlığına denk düşer. Her zaman sallantıdadır. Edebiyatın suskun kaldığı dönemlerde de ciddi atılımlarla yükselişe geçip parıldadığı dönemlerde de Türkçe öykünün bitip bitmediğine dair tartışmalar eksik olmamıştır. Bütün bunlara rağmen öykücü, ciddiyeti elden bırakmadan yazarak, üreterek Türkçe öykünün yürüyüşünü yavaşlatmasına ve durdurmasına müsaade etmemiştir.

70’li yıllar yine Türkçe Öykü’nün ömrünü tamamlayıp tamamlamadığı tartışmalarının yoğun yaşandığı yıllardır. Böylesi dönemlerde kıvrak zekalı, kalemi güçlü bir öykücünün çıkıp bu tartışmalara- o an için de olsa- nokta koyması kültürümüzün, edebiyatımızın zenginliği ve öykümüzün güzelliğindendir.

İşte bu dönemde Cemal Süreya’nın da dokunuşuyla bir öykücü çıkar gün yüzüne: Füruzan. Soyadını hiç kullanmaz ve bu durumu şöyle ifade eder:

“Ben o yıllar çok ünlü bir soyadı taşıyordum. Çok ünlü, çok saygıdeğer iki adamın kendi akıllarıyla, emekleriyle ve yetenekleriyle ünlendirdiği saygıdeğer bir soyadıydı. Ben, o ünlenmiş soyadının bana sağlama ihtimali olan kolaylıklarına hiç yanaşmak istemedim. […] Ben, yazarlığımın sınanmasını öyle bir şekilde tek başıma yapıp bu büyük addan yararlanmamalıydım”

Yazın hayatı boyunca da böyle sürüp gider.

Türk edebiyatının en sessiz köşesidir öykü ve öykücü. O düşünür. Üretir. Hizmet eder. Sorumluluk bilinci ve disiplini bir çalışmayla hayatını sürdürür. Görevini tamamladığını düşündüğünde de sessizce çekilir. Bütün bunlara karşın, ancak yakın ve dar bir çerçeve tarafından bilinir takdir görür. Günümüzde teknolojik imkânların artmış olması, iletişimin güçlenmesi bir nebze de olsa bu durumun önüne geçmişse de, öykücünün hayatı yine sessizlik içinde devam etmektedir. Bir yandan bunlar yaşanırken diğer yandan öykünün ve öykücünün kıymetini bilen isimler ve yayınevleri önemli çalışmalara imza atmaya devam ediyor.

Bu çalışmalardan biri de 27. TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı’nın Onur Konuğu olması hasebi ile Füruzan adına hazırlandı. Faruk Şüyün tarafından hazırlanan eser YKY tarafından yayımlandı. “Füruzan Diye Bir Öykü” ismi ile yayımlanan kitapta yazarla yapılan röportajlar, edebiyatımızın önemli isimlerinin yazar hakkında kaleme aldığı yazılar ve fotoğraflar mevcut. Sayfalar arasında gezinirken Füruzan’ın, insan olan yönüyle toplum içerisindeki yeri, sosyal hayatını, onun gözünden dönemin İstanbul’unu, çocukluğunu, gençliğini, aşklarını, acılarını ve sıkıntılarını görüyoruz. Bir diğer yandan öykücü kimliği ile dönemin edebiyat dünyasına giriyoruz. Firuzan’ın Edebiyat ve Sanat alanındaki ilk adımlarına, dönemin dergicilik faaliyetlerine, tartışmalarına, olumlu olumsuz gelişmelerine tanıklık ediyoruz

Kitapta 30 yazarın Füruzan hakkında kaleme aldıkları yazılara yer verilmiş olması, öykücünün karanlıkta kalan yönlerinin aydınlanmasına, öykücülüğünün belirginleşmesine katkı sağlıyor. Bunun yanında kitabın görsellerle desteklenmesi, okunmasını kolaylaştırıp, öykücünün portresi oluşturulurken eksik kalan boşlukları dolduruyor.

Füruzan diye bir öykü, Türkçe öykünün güçlülüğünü fark eden yayınevlerinin arttığı, öyküye ve öykücülüğe hizmet eden dergilerin art arda yayın hayatına başladığı ve okunurluklarının arttığı bu dönemde hatırlanması ve tekrar tekrar okunması gereken önemli bir kaynak kitap.

Faruk Şüyün
Füruzan diye bir öykü
Yapı kredi yayınları
1.Baskı Nisan 2009

Yunus Meşe
İZDİHAM