27 Şubat 2016

Füruğ Ferruhzad, Bahçenin Fethi

ile izdihamdergi

Başımızın

Üstünden uçan

Ve giren serseri bir bulutun karışık düşüncelerine

Ve sesi kisa bir mızrak gibi geçen, ufku baştanbaşa

O karga

Kente götürecek bizim haberimizi

Herkes biliyor

Herkes biliyor

Sen ve ben o soğuk asık yüzlü delikten

Bahçeyi gördük

Ve kopardık elmayı

0 oynaşan ve uzak daldan

Herkes korkuyor

Herkes korkuyor ama sen ve ben

Ulaştık ışığa, suya, aynaya

Ve korkmadık

Ne pamuk ipliğiyle birleşmesi iki adın, söylemek istedigim

Ne de bir buluşma yıpranmış bir defterin sayfalarında

Benim mutlu saçlarımdır söz konusu olan

Senin yanık kırmızı şakayık öpüşlerini taşıyan saçlarım

Ve içtenliği tenimizin

Çıplaklığımızın parıltısı

Balık pulları gibi

Söz konusu olan gümüş rengi türküsüdür yaşamın

Tan ağarırken kaynaktan fışkıran

Biz o yeşil ve akan ormanda

Bir gece yaban tavşanlarından sorduk

Ve kaygılı, soğukkanlı denizde

Incilerle dolu istiridyelerden

Ve o tuhaf ve fatih dağda

Genç kartallardan sorduk

Ne yapmalıyız?

Herkes biliyor

Herkes biliyor

Sessiz ve soğuk uykusuna ulaştık biz simurgların

Gerçeği bahçede bulduk

Bilinmez bir çiçeğin utangaç bakışında

Sınırsız bir anda bulduk ölümsüzlüğü

Iki güneş birbirine bakıp dururken

Söylemek istediğim korkak fısıltılar değil karanlıkta

Gündüzdür söz konusu olan ve ardına kadar açık pencere

Ve tertemiz hava

Ve bir ocak tüm yararsız şeylerin yanıp gittiği

Ve apayrı bir ekinin tohumlarını taşıyan tarla

Ve doğum ve gelişme ve gurur

Bizim seven ellerimizdir söz konusu olan

Bir köprü kuran kokular, ışıklar ve esintilerle

Gecenin üstünde

Çimenliğe gel

Kıyısız çimenliğe ve çağır beni

Ibrişim çiçekleri usulca nefes alırken

Çağır bir ceylan eşini çağırır gibi

Perdeler bir gizli acıyla dolu

Ve toprağa bakıyorlar

Masum güvercinler

Kendi beyaz burçlarının tepelerinden

 

Füruğ Ferruhzad

İZDİHAM