16 Aralık 2016

Firdevs Kapusızoğlu’nun Bin Gemiye kitabı hakkında

ile izdiham

Bazı kitaplar var ki, insanın kendinden kendine yapması gereken yolculuğu için size bir kapı aralar. Bazı kitaplar size ilaç gibi gelir. Kitabın içine dalarsınız ve gerçek dünyaya dönmek istemezsiniz. İçinde kendinizden bir parça bulursunuz ve hayatınızda yeni bir yol çizmeniz için size ışık tutar.

Menkıbe kültürünü modern edebiyatımıza roman formuyla kazandıran Firdevs Kapusızoğlu’nu çeşitli dergi ve köşe yazılarından tanıyoruz. Roman dünyasına ise Bin Gemiye ile giriş yapıyor.

Roman, Türk Dili ve Edebiyatı öğrencisi, genç bir kızın, Gevher’in hikâyesini anlatıyor. Terk edilmişliklerinin arasında boğulurken karşısına çıkan bir defterle hayata geri dönen bir kız. Babası yerine koyduğu, Aşiyan Sahaf’ın sahibi Ethem amca. Yıllarca kalbinin bir köşesinde sakladığı aşkı, Cihan.

Bin Gemiye, bizi Ankara’nın muhabbetli sokaklarında gezdiriyor. Kimi zaman bir sahafa götürüyor, kimi zaman Kızılay’da bir eylemin ortasında bırakıyor, kimi zaman da Hacı Bayram-ı Velî Hazretleri’nin türbesinde nefes almamızı sağlıyor.

Masal kitabı yazmayı planlayan Gevher, yine bir gün nefes alabilmek için Ethem amcanın yanına gidiyor. Gevher’i çok seven Ethem amca ona yardımcı olmak için bir masal kitabı ve bir günlük veriyor. Her şey o günlükle başlıyor…

Yahya Şirvani Hazretleri’nden bir rüzgâr getiren defter, Gevher’in aşkını yangına çeviriyor. Defter Gevher’le birlikte bizleri de istikameti aşk üzre olan hakikat yolculuğuna çıkarıyor.

“Bir masal diyarından Gevher’in göğüne bakmayı seviyorum. Onun göğü güneşli günlerle birlikte yağmurlu günlere de kucak açıyor. Rengârenk kuşaklara sarınıyor, kuşları selamlıyor. Gevher’in toprağı bereketli, şenlikli…  Suyu berrak. Ağacı yeşil, güvercini ak.

Yalnızca yüreğindeki yaraları söküp atacak bir bahçıvana muhtaç. Yaranın altındaki yâri, yaren eyleyecek bir bahçıvana. Gevher’in allayıp pulladığı gönlü baştan ayağa aşk kokuyor. Hem bu öyle bir aşk ki sızılı, hem bu öyle bir aşk ki yaralı. Gevher içindeki aşkın kötürüm kaldığını sanadursun, bir gün bütün perdeler kalkacak.

Gevher’in içindeki gevheri bulmak için çıktığı yolun, akıcı bir üslup ve derinlikli bir kalemle dile getirildiği roman, geçmişten günümüze kucak açıp, yüreklerimize aşk tomurcuklarını serpiyor.

 

 

 

 

Merve Çoban

İZDİHAM