10 Mart 2016

Fatma Şengil Süzer, İtibar’dan Seçtiklerim

ile izdiham

Fatma Şengil Süzer, İtibar Dergisi’nden seçtiği mısraları İzdiham için kaleme aldı.

Dergi editörlerine not: Bundan böyle şair Fatma Şengil Süzer, dergilerde göze çarpan mısraları İzdiham için seçecek. Eğer siz de dergilerinizdeki mısraların seçilerek İzdiham’da yayınlanmasını istiyorsanız lütfen Fatman Şengil Süzer ile irtibata geçin. Diğer dergilerin çalışmaları da yakında yayınlanacaktır.

İrtibat: https://www.facebook.com/fatma.sengilsuzer.9 (Hesabınızdan giriş yaptıktan sonra iletişim sağlayabilirsiniz).

Ayağıyla geliyor minnete
Çocuk okutan o çaresizlik
Bir fidye mi harcanan ömür
Umut, yeter ki, salıverilsin.
………..
Mutluluk, gözünde büyüyor insanın.

Emel Özkan
(İtibar, Temmuz 2013)

 

Kuğu bir çiçeğin adıdır dupdurudur gökle bakışır
Bir yanlışlık döner gider eski bir aydınlığa karışır

Geç kalmıştım sen kalanı topladın ve bir elmas kutusunda sakladın
Fesleğenler çocuğum pencere önlerinden sokağa baktırdığım

Senin bir boynun var önünde diz çöker eski günler bu yalvarıştır
Her aydınlıkta bakarım bir gülü böyle hangi boyun taşır

Cevdet Karal
(İtibar, Temmuz 2013)

 

oysa
bir kadife hayattı işte zamanı küçük resimler sanırdım
her yılın resimleri oluyordu bir yıl üç yıl yirmbeş yıl
oysa
ahbaplar sağlam yaşıyorlardı

nerelerdeydim neyliyordum
kargaşa vardı bir gün
silik silik nemli nemli uzun bir insan seli
neyse ki uzaktan görüyordum
sedyelerde taşıyorlardı ağlayanları
neyse ki çok uzaklardaydım
herkesin yakasında bir hayal resim

bilirsiniz yirmbeş yaşlarında olanlar
hayale bulanmış olurlar o ılık zehre

bense uzattım yolumu omzumda o hayal yaşlandı
bir dua gelmedi dilimize
hiçbir söz gelmedi hiçbir heves o aşktan

ka ra du tun al tın da
yağ mur yağ dı ıs lan dık

Bünyamin K.
(İtibar, Temmuz 2013)

 

İri, seyrek damlalar halinde düştük toprağa
……….

Bir kez kendine, bir kez daha fısıldadığında kendine
Çıkar çarığını ve yürü yalınayak, bu kutlu, bu ketum toprak…

Murat Güzel
(İtibar, Temmuz 2013)

 

Elif’in kendisine yöneldi:
Elif çekmesine gerek yok.
Bâ harfi gibi uzanmış
Cevr ve Cefâ’nın Cim’inden,
Melâl ve Elemin Mim’inden,
Âzâde oldu artık.

Ölüm Elif’e yolculuktur,
Bütün harfler unutulur
…….

Evet, sessizlik korku verici
Sadece kulağa erişirse bir “Selâm”
Bu kâfi.

Hüsrev Hatemi
(İtibar, Temmuz 2013)

 

Birkaç defa annedirler artık
İncirlerin altında
Kavak yelleri suretinde
Uzatırlar hayatlarını
…..
Maşallah derler
Hayırlı olsun derler
İnşallah derler
Hayatı iyi tarafından tutar
Öylece çıkarlar sokağa.

Aşk olsun mürüvvet hanım
Ne çabuk geçmiş günler.

Nurettin Durman
(İtibar, Temmuz 2013)

 

 

 

Yetebilsem kendime, dünya sahiden yalan
Sıradan cümlelerle örttüğüm bir kaynama
Nasıl da saklıyorum ey güzel Allah’ım
Nasıl da maskelerim var, bağışla
Yumuşatılmış sözcükler bir maske
Dönüp kendini öpen bencilliğim bir maske
Çantalar dolusunca özensizlikler maske
Ben sevdikçe şımaran mavimsi kelebekler
Şımardıkça sevinen morumsu kelebekler
Söz kuşları bir maske
Bana güç ver Allah’ım, bana dil ver direnç ver
Maskeyi eritmeye…

Mehmet Aycı
(İtibar, Temmuz 2013)

 

Güzel sanmıştım, değilmiş madem
Ekmeğin aldığı kadarmış dünya,
Sesime götürsün o vakit beni
Yalnız bir kere gördüğüm rüya.

Gözleri görmeyen diyor ki bana
Ağaçlar kuşlar, anlat, bakalım.

İbrahim Tenekeci
(İtibar, Temmuz 2013)

 

biz çok yalnızız be nazlı
çok yalnız ve çok üzgünüz. çok.
tamamlanamaz bir yerimizden eksildik
ne aylık esemes paketleri, ne kotalarıyla sınırsız internet
gittikçe daha çok, daha daha çok

Dilek Kartal
(İtibar, Temmuz 2013)

 

Anne hangi ülkeye göçtü kuşların
Durmaz uçururlardı benden yana ne varsa
Komşunun bahçesinden aldığım elmaların
Kırdığım sarı karıncaların hesabını sorsana…

Berat Demirci
(İtibar, Temmuz 2013)

 

Kırlardan yanaydı özlemin
Bir gelin gider, döner gelinciğe
Bakar kalırım çevreme
Pazarda annemi kaybetmişçesine

Gökhan Ergür
(İtibar, Temmuz 2013)

 

Korkulan oldu ve olmadı hiçbir şey
bin yüzlü caddelerde akıntıya karşı
iyinin canına kurulan tuzak
bıçaktan yansıyan iki gözün baktığı…

İlker Nuri Öztürk
(İtibar, Temmuz 2013)

 

yazınca ölmemenin garantisinin olmadığının farkında olarak: yazmasam ölecektim
sevmesem saklayacaktım saçlarının sarımsak ve başka baharatlar koktuğunu
saklayacaktım saklanması gerekeni: bir sustalının “şak”ını saklamak ister gibi
…………..

bütün günlerimi ölüm için: bütün güllerimi derdim radyoda konuşuyor olsam
sesim olsaydı konuşurdum saraybosna radyosunda, konuşurdum şiir yazmak olmasa

İsmail Kılıçarslan
(İtibar, Temmuz 2013)

 

Boynumu suyun üstünde tutmaya çalışır gibi
Bir körün hareketleriyle bakıyorum sana
Dünya ne kadar büyük, nasıl da kaplamış kalbimi
Ne olur yardım et, katlayıp koyalım kenara.

Furkan Çalışkan
(İtibar, Temmuz 2013)

 

 

Fatma Şengil Süzer
İzdiham