27 Şubat 2016

Emine Şimşek, Üçe Kadar Sayınca

ile izdihamdergi

Kadınlar allı morlu entarileriyle karşılıyorlardı salı günlerini.Renkli kefenler beğeniyorlardı itişe kakışa.Şeytanlar şarkı söylüyordu pazar yerlerinde. Parmak uçlarımdaki toplu mezarlar baş kaldırdı:Bu ölüm yakışmadı bize,hadi yeniden ölmeye!

Bir avuç ateşle yıkadığım soframda,çıplak ayaklı akreplerle boy ölçüşüyordu yaşamak.Karanlık şehrin sokaklarından bulutlarla küs geçen karanfil satan bir kız olmuştum.Geceydi.Bir başıma oyun parklarında oturmuş sarı balonlara mor kalemle şiirler yazıyordum.Sonra tahterevallinin bir ucuna bağlıyordum balonları,diğer ucuna ben geçiyordum.Göğe yükseliyordum.Karanfil satan bir yıldız olmuştum.

Üç elma düşmüyordu bu şehrin masallarının sonunda.Üç kez söylenmiyordu hiçbir şey.Çöp evler çiziyordu avucuna elleriyle kekeme bir anne.Rengi atmış kazaklarını söküp iplerinden çiçek bahçesi örüyordu.Gözü mavi oğullarını babasız bıraktı.En çok da kendini…En çok da kendini bıraktı.O rh pozitif kan emziriyordu nehirlere parmaklarının sıyrıklarından.Ben, iğne oyalı mendilimle nehirlerin ağzını siliyordum.

Ses tellerinden uçurum kopardığım denizler zırhlı araçlarla geliyordu üzerime.Gökkuşağının altında yağmur olmayı bekliyordum ben.Adım emine değildi.Annemi bana iyi huylu cinlerim tanıttı.Bir Pazar gazetesine sarıp bırakmış beni trafik ışıklarının altına.Üç adım ileri gidip Mart’a kustum kinimi:Neden Meryem olmamı bekledin benden!

Erkekler geçiyordu göğümün önünden.T cetvellerle biçiyorlardı sevgilerini.Yeni yetme aşk sözleri dil uçlarını kesiyordu.Sigara paketlerindeki meleğin kanatlarıyla sarıyorlardı yaralarını.

Bağırıyordum:Şehrin efendileri!Terra rosa topraklarınızdan öksüz çocuk ağıtları akıyor.Sirklere koşun!

Bir sihirbaz çıkacaktı sahneye,’’Üçe kadar sayınca…’’ diyecekti.Yağmur olacak,kimsesizler yurdunun bahçesine anne yağdıracaktım.

‘’Üçe kadar sayınca…’’

Bir.İki.Üç.

Ertesi gün manşetlerde kalın puntolarla:Bardaktan boşalırcasına kimsesizler yurdunun bahçesine papatya yağdı.

Emine Şimşek
İzdiham