20 Kasım 2016

Bir Şey Değilim

ile izdiham

Yönetmenliğini ve senaryosunu Muharrem Özabat’ın üstlendiği film Bir Şey Değilim, zengin oyuncu kadrosuyla dikkat çeken bir yapım olarak ön plana çıkıyor. Türkiye sinemasının içine düştüğü ucuz komedi batağından izleyicisini kurtaracak kadar güçlü bir umut vadetmese de durup nefes aldırmaya yetiyor. Yazının ilerleyen bölümlerinde bu durumun sebeplerini ayrıntılı bir şekilde analiz ediyor olacağız. Münir Can Cindoruk, Bihter Dinçel, Füsun Demirel, Ahmet Saraçoğlu, Rıza Sönmez, Levent Ülgen, Ümit Çırak, Numan Çakır, Ferzan Hekimoğlu, Şener Kökkaya, Bülent Çolak gibi pek çok isim daha yer alıyor. Oyunculuk konusunda oldukça başarılı görünen film, işin içine figürasyon girdiğinde ne yazık ki dengeyi koruyamıyor.

Bir kara mizah olarak tanımlayabileceğimiz film, bir tiyatro oyuncusu olan Mahmut’un 12 Eylül 1980 darbe döneminde başından geçen trajik olayların absürtlüğünden naif bir komedi çıkarıyor. Bu bakımdan Bir Şey Değilim, Türkiye sinemasının ucuz komedilerinden kalın çizgilerle ayrılıyor. Filmin politik arka planı, filmin ana konusuyla paralel bir şekilde ilerlemekle kalmayıp ana hikayeyi şekillendiriyor, dolayısıyla dönemin politik yapısı bir dekor olmaktan ziyade filmin ana fikrini göğüslüyor. Film, komedi olarak anılsa da genel yapısı itibariyle kahkahadan uzak, tebessüme yakın bir noktada konumlandırılıyor.

Bir Şey Değilim: Sistem İçin “Bir Şey” Olamayan Karakterler

Çekecekleri yeni film için kötü karakter eksikliği yaşayan film ekibi, prodüksiyon amirini yeni bir kötü adam bulması için görevlendiriyor. “Nal kafa”nın bulduğu kötü karakter olan Mahmut, başarılı oyunculuğuyla jönün gözüne batıyor. Sette bu sebeple itilip kakılan Mahmut, sevdiği kadının sokakta saldırıya uğramasının ardından olaya dahil olup, saldırganları yaralıyor. Ertesi gün kapısına dayanan polisle şaşkına dönen Mahmut’un “adaletin” elinden kurtulması kolay olmuyor.

Adalet sistemine, gözaltı, sorgu yöntemlerine komedi kisvesi altında sert eleştiriler yönelten film, izleyicisinin Mahmut ile özdeşleşmesini sağlayarak karakterin içine düştüğü çıkmazın derin sıkıntısını hissettirmeyi başarıyor. Filmin eksikleri elbette yok değil. Bir Şey Değilim, bir dönem filmi olması sebebiyle yoğun da prodüksiyon isteyen bir yapım, ancak film sanki tüm bu dönemsel ayrıntılar en kestirmeden ve basit yollarla çözülmeye çalışılmış gibi bir izlenim bırakıyor. Kameranın iç mekanlardan çıktığı ve dışarıda dolaştığı her sahne fazla tiyatralleşiyor, basitleşiyor ve inandırıcılığını yitiriyor. Film senaryosu, yapısı ve bazı sahneleriyle yetkin bir elden çıkmış hissi yaratırken, bazı sahneleriyle de alelacele çekilmiş hissiyatı yaratmaktan öteye gidemiyor.

Sistemin, her şeyden habersiz bir bireyin başına isterse ne işler açabileceğini ve hatta bugüne kadar benzer tutumlarla ve fazlasıyla kimlerin nelere mecbur bırakıldığını gözler önüne seren film, yaşadığımız ülkenin trajikomik yapısıyla izleyicisini tekrar yüzleştiriyor.

Füsun Demirel’in söylemlerinin sonucunda sektörden dışlanmasının ardından ünlü oyuncuyu beyaz perdede görmek sevenlerine ilaç gibi gelecektir. Canlandırdığı genelev emeklisi kadını, izleyeni kendisine hayran bırakacak şekilde canlandıran Füsun Demirel, oyunculuğunu bir kez daha kanıtlamayı başarıyor. Çekimlerinden ziyade senaryosu ve politik duruşuyla ön plana çıkan Bir Şey Değilim, içine düştüğü tiyatral tondan sıyrılmayı başarabilse izlemesi oldukça keyifli ve Türkiye sineması için ilaç gibi gelebilecek bir film olmanın köşesinden dönmüş denilebilir. Ancak yine de keyifle izlenebilecek ve başarılı bir yapım olarak nitelendirilebilir.

Ecem Şen, Kaynak: filmloverss

İZDİHAM